30 Nisan 2014 Çarşamba

Erdoğan: ' Hukuk ve demokrasi içinde mutlaka hesap sorulacaktır'


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Emin olunuz ki, istiklalimizi, birliğimizi, kardeşliğimizi ve huzurumuzu tehdit eden çetelerle, örgütlerle mücadelemiz hiç hız kesmeden devam edecektir. Uluslararası merkezlerin maşası gibi çalışıp, kendi ülkesine ihanet eden örgütlerden, hukuk ve demokrasi içinde mutlaka hesap sorulacaktır” dedi.



Başbakan Erdoğan, “Millete Hizmet Yolunda” konuşmasında gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çok zorlu, çok meşakkatli, çok çetin bir seçim sürecinin ardından yeniden vatandaşların evlerine misafir olduklarını belirten Başbakan Erdoğan, 30 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nin Türkiye’ye, millete, demokrasiye ve şehirlere hayırlı olmasını dilediğini ifade etti.



“SANDIĞA GÖMÜLDÜLER”

3 Kasım 2002 tarihinden bu yana geçen 12 yılda, 3 Genel Seçim, 3 Yerel seçim, 2 halkoylaması olmak üzere, vatandaşların 8 defa sandığa gittiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin 8 defa zorlu imtihanlardan geçtiğini söyledi. Son yerel seçimlere katılım oranın yüzde 90’lara ulaşması dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nde demokrasi rekoru kırıldığını belirten Başbakan Erdoğan, “Türkiye, meselelerini, sokakta değil, karanlık odalarda değil, sandıkta çözüme kavuşturdu. Ülkemize tercihlerini, rotasını, istikametini sandıkta belirledi. Her seçimde kazanan, milli irade oldu, Yeni Türkiye oldu; kazanan demokrasi oldu. Vesayeti savunanlar, eski Türkiye’yi savunanlar, milli iradeyi ipotek altına almak isteyenler, her defasında hezimete uğradı, her defasında sandığa gömüldü” diye konuştu.



“ÜLKEMİZ İHANET ŞEBEKESİ TARAFINDAN ESİR ALINMAK İSTENDİ”

30 Mart 2014’te gerçekleştirilen Mahalli İdareler seçiminin, bu tablonun çok daha şedit, çok daha bariz biçimde ortaya çıktığı bir seçim olduğuna dikkate çeken Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçimleri öncesinde yaşananları vatandaşların tekrar hatırlamasını isteyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine, şahsıma, çalışma arkadaşlarıma, hatta aileme yönelik son derece ahlak dışı saldırılar yapıldı. Milli iradeyi gölgelemek, demokrasiyi devre dışı bırakmak, hukuku çiğnemek suretiyle Türkiye, kutlu istikametinden saptırılmak istendi. 30 Mart öncesi yapılan saldırılar, sadece şahsımızı, sadece ailemizi, arkadaşlarımızı, hükümetimizi hedef almakla kalmadı. Ne acıdır ki, ülke içindeki bazı ihanet şebekeleri ve ülke dışında bunlara lojistik sağlayan bazı örgütler tarafından, ülkemizin istiklali, istikbali; ülkemizin, birliği, kardeşliği hedef alındı. Her gün ortalığa saçılan ses kayıtlarıyla, montaj kasetlerle, kimi zaman görüntülerle, toplumsal değerlerimiz, dini ve manevi değerlerimiz açıkça ayaklar altına alındı. Hazreti Peygamberimizin dahi, kirli bazı örgütler tarafından son derece edepsiz biçimde istismar edildiğine, saygısızca kullanılmak istendiğine şahit olduk. Hiçbir değere hürmeti olmayan; dini, manevi, toplumsal ve insani hiçbir kutsalı tanımayan, helal ve haram kavramlarının sınırlarını kaybetmiş bir örgütün öncülüğünde, ülkemiz adeta esir alınmak istendi.”



“İŞTE BU SALDIRILARA ‘DUR’ DEDİNİZ”

Başbakan Erdoğan, Gezi olaylarının ardından da1 7 Aralık ve 25 Aralık darbe girişimlerinin hedefinin, mevcut hükümeti zayıflatmak, yıpratmak ve ardından da iktidardan uzaklaştırmak olduğunu vurguladı. Sokakları hareketlendirmek, sosyal medya aracılığıyla gençleri sokağa dökmek, şiddeti körüklemek suretiyle huzuru bozmak istediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Ekonomiyi durdurmak, tüm kazanımlarımızı yok etmek, Türkiye’nin istikrarla büyümesini yavaşlatmak istiyorlardı. Küresel ölçekteki büyük projelerimizi, Hızlı Tren, 3’üncü Boğaz Köprüsü, 3’üncü Havalimanı, Marmaray gibi projeleri durdurmak, Türkiye’nin küresel rekabetteki gücünü kırmak istiyorlardı. Artık şehadet haberlerinin gelmediği, artık ölüm haberlerinin gelmediği, başarıyla ilerleyen Çözüm Süreci’ni akamete uğratmak, kardeşliğimize darbe vurmak istiyorlardı. Türkiye 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlerken, içerden ve dışardan birileri, bu kararlı yürüyüşün önünü kesmek istiyorlardı. İşte siz, bu saldırılara ‘dur’ dediniz. Siz, İstiklalimize, yeniden İstiklal Mücadelemize sahip çıktınız. Sabrettiniz, tahammül ettiniz, sandığa gittiniz ve söyleyeceğinizi çok net biçimde sandıkta söylediniz. Sandıkta verdiğiniz kararla, Yeni Türkiye ve Büyük Türkiye hedefine sımsıkı sahip çıktınız, o hedefleri muhafaza ettiniz. Bir kez daha açık bir şekilde görülmüştür ki, Türkiye demokrasisi olgun bir demokrasidir. Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, halkımızı reşit olarak görmeyen, halkın iradesini, milletin iradesini vesayet altına almaya çalışanlar o irade karşısında hüsrana uğramışlardır” dedi.



“KENDİ ÜLKESİNE İHANET EDENLERDEN MUTLAKA HESAP SORULACAK”

30 Mart seçimlerinde, milletin, demokrasiye inanmayanlara, halkın iradesine güvenmeyenlere asla unutamayacakları büyük bir ders verdiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, bu vesileyle millete şükranlarını sunduğunu söyledi. İradesine, ülkesine, bayrağına, istiklaline, demokrasisine sahip çıkan; İstiklal Mücadelesi ruhuyla sandığa giden millete çok çok teşekkür ettiğini, her birinizden Allah’ın razı olmasını dileyen Başbakan Erdoğan, “Şunu bir kez daha ifade etmek isterim ki; 30 Mart seçimlerini kazanan, en başta aziz milletimiz olmuştur, en başta Türkiye olmuştur. Türkiye, 77 milyon her bir ferdiyle, bu seçimden kazançlı çıkmıştır. 30 Mart öncesinin demokrasi ve hukuk dışı tartışmaları sona ermiş, Yeni Türkiye ideali zaferini ilan etmiş, Türkiye kutlu yolculuğunda bütün vatandaşlarıyla yeniden güç ve motivasyon kazanmıştır. 30 Mart seçimleriyle, sizlerin bize verdiğiniz mesajı çok iyi okudu, çok iyi anladık. Şundan emin olunuz ki, istiklalimizi, birliğimizi, kardeşliğimizi ve huzurumuzu tehdit eden çetelerle, örgütlerle mücadelemiz hiç hız kesmeden devam edecektir. Uluslararası merkezlerin maşası gibi çalışıp, kendi ülkesine ihanet eden örgütlerden, hukuk ve demokrasi içinde mutlaka hesap sorulacaktır. Sizler, 30 Mart’ta sandıkta bize bu yetkiyi verdiniz, bu talimatı verdiniz. Hiç endişeniz olmasın, bizler de vazifemizi bihakkın yerine getireceğiz. Yine sizler, 30 Mart’ta, aktif dış politikamızın, Çözüm Süreci’nin, küresel yatırımların, özellikle de ekonomik politikalarımızın devamı konusunda bize güvenoyu verdiniz” şeklinde konuştu.



“ÖRGÜTÜN PEŞİNE VAGON OLAN MUHALEFET PARTİLERİ CEVABI ALDILAR”

Başbakan Erdoğan, 12 yıldır yaptıkları gibi, dış politikada, iç politikada, sosyal politikalar da ve ekonomide, milletin çizdiğiniz istikamette yürümeye ve millete hizmet üretmeye devam edeceklerinin altını çizdi. “30 Mart’ta sandıkta sizler, huzur dediniz, kardeşlik dediniz, istikrar dediniz” diyen Başbakan Erdoğan, “Hiç endişeniz olmasın, Türkiye’de gerilimlerin tarafı olmayacak, huzurun, kardeşliğin, istikrarın bozulmasına asla göz yummayacağız. Bütün arzumuz, sizin sandıkta ders verdiğiniz muhalefet partilerinin de, sizin mesajınızı okumaları, gereğini yapmalarıdır. 30 Mart öncesinde karanlık örgütlerin peşine vagon olan muhalefet partileri sizden zaten gereken cevabı aldılar. Muhalefetin de artık değişmesi, 2023 hedefleri doğrultusunda, Yeni Türkiye hedeflerine ulaşma istikametinde vazifesini yapması 77 milyonun beklentisidir. Muhalefetin, 30 Mart öncesi düştüğü hatayı görmesini, bunu sorgulamasını, kendisini yenilemesini arzuluyor ve bekliyoruz” dedi.



“KISA SÜRE ZARFINDA ADAYIMIZI AÇIKLAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Biz, 10 Ağustos’ta ilk turu yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, tam bir dostluk, kardeşlik, sükunet ve suhulet havasında girmek istiyoruz. Cumhur, tarihimizde ilk kez Cumhurbaşkanını seçecek. 2007’de yaptığımız Anayasa Değişikliği ile bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı’nın sizler tarafından seçilmesini Anayasal hükme bağladık. Ağustos ayında ilk kez bu seçimleri gerçekleştireceğiz. Bizim aday tespit çalışmalarımız son derece hassas bir şekilde ilerliyor. İnşallah, kısa süre zarfında adayımızı açıklayacak, Türkiye’yi 77 milyonuyla kucaklayan bir atmosferde seçimleri gerçekleştireceğiz. Ne seçim öncesinde, ne seçim sonrasında bir belirsizliğin oluşmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin ve ekonominin belirsizlik içine girmesine asla göz yummayacağız. İnşallah, Türkiye bu seçimlerden de güçlenerek çıkacak ve 2023 hedeflerine artık çok daha yakınlaşmış olacak.”



“DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN DUALAR EDİLDİ”

Bu ay içinde, Türkiye, millet, cumhuriyet ve demokrasi için çok önemli bir yıldönümünü idrak ettiklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, “23 Nisan’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 94’üncü yıldönümünü milletçe kutladık. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi, milli iradenin tecelli ettiği yegane merkez olarak kabul edildi. Ankara’dan yayılan heyecan, sadece Misak-ı Milli sınırlarının içinde kalmadı. Hindistan’daki, Pakistan’daki, Afganistan’daki, Balkanlar’daki, Ortadoğu’daki, kardeşlerimiz bu sevince ortak oldu. Dünyanın dört bir yanından dualar edildi. Dünyanın dört bir yanından insanlar, kardeşlerimiz parmaklarındaki yüzükleri, kollarındaki bilezikleri çıkarıp, Meclis için, Kurtuluş Savaşımız için gönderdiler. Türkiye Büyük Millet Meclisi, geniş medeniyet havzamızdaki mazlumların hepsi için bir umut ışığı oldu. Bu topraklar üzerinde yaşayan farklı renkler, farklı etnik gruplar, farklı mezhepler, yüreklerini, varını yoğunu ortaya koyarak, Meclis’in iradesi altında, Kurtuluş Savaşımız için, ortak ideallerimiz için mücadeleye başladı. O kurucu Meclis’te yalnızca ve yalnızca millet egemenliği vardı. Hiç kimsenin dışlanmadığı, hiç kimsenin horlanmadığı, hiç kimsenin aşağılanmadığı, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir atmosfer vardı. İşte o birliktelik, o kenetlenme hali, o kardeşlik ruhu, o dayanışma iklimi, bizi bugünlere getirdi. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 94’üncü Yıldönümünde, şu hususu önemle vurgulamak isterim” diye konuştu.



“MECLİS’İ SİNDİRMEYE ÇALIŞAN HİÇBİR GÜÇ KARŞILIK BULMAMIŞTIR”

Başbakan Erdoğan, bu Meclis’in, çok büyük acılar neticesinde kurulduğuna vurgu yaparak, “Bu Meclis, şehitlerimizin, gazilerimizin, aziz milletimizin fedakarlıkları, cansiperane gayretleriyle kurulmuştur. Bu Meclis, bize Cumhuriyetimizi armağan etmiştir. 23 Nisan 1920 ruhu, üzerinde hiçbir vesayet, hiçbir gölge kabul etmemiştir, etmeyecektir. Zaman zaman, demokrasimizin kesintiye uğratıldığı, Meclis’in varlığının hiçe sayıldığı, milli iradenin yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Demokrasinin, hukukun, milli iradenin hiçe saydığı o karanlık dönemlerde de Türkiye büyük acılar yaşadı. Ancak, aziz milletimiz, kendisini Meclis’in, milli iradenin üzerinde gören her gücü, her oluşumu, günü geldiğinde bertaraf etti. Şurası bir gerçek ki; Türkiye, aziz milletimiz, her meselesini Meclis yoluyla, demokrasi yoluyla çözmeye kararlıdır. Meclis’e el uzatan, Meclis’i sindirmeye çalışan hiçbir güç, milletin vicdanında karşılık bulamamıştır, bulamayacaktır. Türkiye, demokratikleştikçe, Türkiye üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne doğru uzanan yolculukta mesafe kat ettikçe, daha da büyüyor, daha da gelişiyor, hedeflerine, hayallerine doğru daha bir kararlılıkla koşuyor. Türkiye düşmanları, Türkiye’nin medeniyet yürüyüşünü durduramadı ve de durduramayacak da. Siz bize destek oldukça, biz, sizin hayallerinizi, sizin ideallerinizi, sizin hedeflerinizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Yatırımlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz, açılışlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.



“ALLAH ÖMÜR VERİRSE, YAPININ TAMAMLANDIĞINI AÇILIŞINI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Seçim sürecinde, gittiği hemen her şehirde, birçok ilçede toplu açılışlar gerçekleştirdiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:



“Seçim sonrasında da bu açılış törenlerimize ara vermedik. 12 Nisan’da, İstanbul ve Marmara Denizi’nin temizliği için son derece önemli bir yatırımı, Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’ni hizmete aldık. Bu arıtma tesisiyle birlikte, yıllık 54 bin 750 ton çamurun, 146 milyon metreküp atıksuyun Marmara Denizi’ne karışmasını engellemiş oluyoruz. Arıtılan suların bir kısmı çevre sulama ve sanayide kullanılabilir hale getirilecek. 5 yıllık işletme bedeli ile beraber 122 milyon 500 bin Euro’ya mal olan bu tesis, enerjisini de kendisi üretecek. Ben, bu çevre yatırımının bir kez daha İstanbul’umuza, Marmara Bölgemize hayırlı olmasını diliyorum. Ve bu vesileyle de İstanbul Büyükşehir belediyemize teşekkür ediyorum. 19 Nisan’da bir başka büyük yatırımı, Avrasya Tünelimizin inşasında önemli bir aşamanın startını verdik. Bu proje bütünüyle tamamlandığında, inşallah, tıpkı Marmaray’da olduğu gibi, Kazlıçeşme -Göztepe arasında, denizin altından gidiş gelişli iki tüp yerleştirecek, lastikli araçların dakikalar içinde iki kıta arasında seyahat etmesini mümkün hale getireceğiz. Bu sayede, denizin altından lastikli araçların geçmesine imkan tanıyan ve sadece Amerika’da, Malezya’da, Fransa’da olan karayolu tünelinden Türkiye’de de olmuş olacak. Toplam maliyeti 1 milyar 245 milyon dolar olan bu büyük proje, 14,6 kilometrelik bir yoldan oluşuyor. Kazlıçeşme’den Göztepe’ye, 14,6 kilometre… Bunun, 5,4 kilometresi, Boğaz’ın altında inşa ettiğimiz bu tünelden oluşacak. Geriye kalan 9,2 kilometrelik kısımda da, yollar, geçiş tünelleri, köprüler, üst geçitler inşa edeceğiz. Bu iki nokta, yani Kazlıçeşme ile Göztepe arası şu anda 100 dakikada alınabiliyor. Avrasya Tüneli tamamlandığında, bu mesafe sadece 15 dakikada katedilecek. Tünel ve yollar inşa edilip tamamlandığında, hem kendisini amorti edecek, hem de yakıttan sağladığı tasarrufla ülkemize önemli getirisi olacak. İnşallah, Allah ömür verirse, yapının tamamlandığını da görecek, açılışını yine milletimizle birlikte gerçekleştireceğiz.”



“NİSAN AYI BOYUNCA, YURTDIŞI TEMASLARIMIZI DA SÜRDÜRDÜK”

Başbakan Erdoğan, bu ay içinde ayrıca, Konya, Karaman ve Kayseri’de de açılışlarının olduğunu anımsatarak, “26 Nisan’da Konya ve ilçelerinde, 34 farklı yatırımdan oluşan toplam 169 trilyon liralık hizmet ve tesisin açılışını gerçekleştirdik. Yine aynı gün, Karaman’da, yapımını tamamladığımız 268 trilyon liralık eser ve yatırımı hizmete aldık. Bir gün sonra, 27 Nisan’da Kayseri ve ilçelerinde tamamlanan yatırımlarımızı resmi olarak açtık. Bu sayede, bir gün içinde, kamu ve özel sektör yatırımlarından oluşan toplamda 72 farklı projeyi, 598 trilyon lira tutarındaki yatırımı Kayseri’ye kazandırmış olduk. Tüm bu yatırımların, hizmet ve eserlerin hayırlı olmasını diliyor, Bakanlıklarımıza, Bakan arkadaşlarımıza, belediyelerimize, özel sektörümüze milletim adına teşekkür ediyorum. Bütün bu yoğun gündem içinde, Nisan ayı boyunca, yurtdışı temaslarımızı da sürdürdük. Kardeş ülke Azerbaycan’la her seçim sonrası ilk ziyaretlerimizi yapmak artık ülkelerimiz arasında bir gelenek oldu. 30 Mart seçimleri sonrası, Azerbaycan’ı ziyaret ettik ve orada ülkelerimizin geleceği adına önemli görüşmelerde bulunduk. Bu yurtdışı ziyaretimize ilave olarak, dış politikamız açısından çok önemli olan kabuller de gerçekleştirdik, dünyanın dört bir yanından gelen devlet adamlarını ülkemizde ağırladık. Bu kapsamda, Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ile, Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta ile, Malezya Başbakanı Necib Tun Abdurrezzak ile, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile, Hırvatistan Parlamentosu Başkanı Yosip Leko ile, Kırım Tatar Lideri Sayın Kırımoğlu ve Kırım Tatar Türk Meclisi Başkanı Çubarov ile, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ile görüşmeler gerçekleştirdik.Tüm bu temasların da ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.



“1 MAYIS’IN VANDALİZMDEN UZAK KUTLANMASI EN BÜYÜK ARZUMUZ”

“Bugün itibariyle, Hicri 1435 yılının Mübarek 3 Ayları’na erişmiş bulunuyoruz” diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Üç ayların, mübarek Recep ve Şaban aylarının, ülkemiz, milletimiz, Müslümanlar ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. Rabbime, hepimizi Mübarek Ramazan’a da eriştirmesi için dua ediyorum. Üç ayların ilk Cuma akşamında, yani yarın, Mübarek Regaip Kandilini de idrak edeceğiz. Regaip Kandilinizi de şimdiden tebrik ediyorum. Perşembe günü, çalışanlar için büyük öneme haiz 1 Mayıs’ı kutlayacağız. Bildiğiniz gibi, 2008 yılında Hükümet olarak 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma Günü olarak biz tatil ilan ettik. 1 Mayıs’ın, şiddetten, vandalizmden, çatışmadan uzak şekilde, bir emek, demokrasi ve dayanışma şöleni olarak kutlanması en büyük arzumuz. Millet olarak, geçmişte yaşanan acı ve kötü manzaraların yaşanmasını hiç arzu etmiyoruz. 1 Mayıs’ın artık coşku içinde kutlanması, olumsuz imajından kurtulması en büyük arzumuz. İşçilerimizin, emekçilerimizin, tüm çalışanlarımızın, tahriklere boyun eğmeden, kendi günlerini bayram havasında kutlayacaklarına inanıyor; ben de tüm çalışanların Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son veriyor, ailelerinizle, sevdiklerinizle, sıhhat ve afiyet içinde yaşamanızı temenni ediyor, yeniden kavuşmak, yeniden buluşmak üzere, hepinize hayırlı akşamlar diyorum.”



Erdoğan: ' Hukuk ve demokrasi içinde mutlaka hesap sorulacaktır'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder