28 Şubat 2014 Cuma

Tatvan’da 5 kilogram uyuşturucu ele geçirildi


Bitlis Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Van istikametinden Tatvan’a doğru gelen bir aracın Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) ekipleri tarafından şüphe üzerine durdurulduğu, araçta yapılan aramada aracın gizli bölmelerinde saklanmış 10 parça halinde 5 kilo 147 gram uyuşturucunun ele geçirildiği belirtildi. Açıklamada ayrıca bir kişinin yakalandığını ve çıkarıldığı mahkemece “uyuşturucu madde ticareti yapmak ve nakletmek” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildiği kaydedildi.



Tatvan’da 5 kilogram uyuşturucu ele geçirildi

600 yıllık tarihi mescit ihya edildi


Bursa Büyükşehir Belediyesi, Sultan 2. Murad’ın vezirlerinden Fazlullah Paşa tarafından 1426 yılında yaptırılan ve bakımsızlık sebebiyle harabeye dönen tarihi mescidi ilk günkü ihtişamına kavuşturdu.



Tarihi ve kültürel mirasın ayağa kaldırılması çalışmalarıyla UNESCO tarafından da örnek gösterilen Bursa Büyükşehir Belediyesi, yok olmaya yüz tutmuş 588 yıllık bir Osmanlı eserini daha ayağa kaldırdı. Sultan 2. Murad’ın vezirlerinden Fazlullah Paşa tarafından 1426 yılında yaptırılan, ilk dönem Osmanlı eserlerinden biri olmasına rağmen ilgisizlik nedeniyle harabeyi andıran Fazlullah Paşa Mescidi restorasyon çalışmalarının ardından özgün kimliğine kavuştu. Restorasyon çalışmaları kapsamında Emirsultan Aşevi ile tarihi mescit arasındaki 5 parsel üzerinde bulunan 7 bina yıkılırken, bölgeye aynı zamanda içinde çocuk oyun aletlerinin de olduğu bir park kazandırılmış oldu. Yaklaşık 600 yıl sonra yeniden özgün kimliğine bürünen tarihi mescit, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, İl Müftüsü Mehmet Emin Ay ve AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun’un da katıldığı törenle yeniden ibadete açıldı.



“BÖLGENİN RUHANİYETİNE YAKIŞTI”



Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa’nın ruhaniyetli bir kent olduğunu, kentin Osmanlı sultanları tarafından kurulan mahallelerden oluştuğunu hatırlattı. Yıldırım ilçesinin de birçok Osmanlı eserini bünyesinde barındırdığını ve bugüne kadar ihmal edilen çok sayıdaki tarihi eseri ayağa kaldırdıklarını hatırlatan Başkan Altepe, günümüze sadece iki yan duvarı ulaşan Çukur Mescidi, ilk günkü orijinal haline kavuşturduklarını, Yıldırım Camii’nin yıkılan minarelerinin yıllar sonra aslına uygun hale getirildiğini hatırlattı. İncirli Hamamı, Dökümhane Hamamı gibi önemli eserleri kültür merkezi olarak Yıldırım’a kazandırdıklarını ifade eden Başkan Altepe, “Emirsultan bölgesi de Yıldırım’ın en ruhaniyetli noktalarından biri. Burada da gasilhanenin kaldırılmasıyla önemli bir dönüşüm başlatmıştık. Bu sayede vatandaşlarımızın en acılı günlerinde yaşanan karmaşa ortadan kalktı. Yine bu çalışma kapsamında hizmete açtığımız aşevinin yanında bulunan ve harabeyi andıran tarihi mescidimizi de bugün orijinal haliyle bölgeye kazandırıyoruz. Mescit ile aşevi arasında kalan yere de bölgeye nefes aldıracak bir park kazandırdık. Bölge halkına hayırlı olsun” dedi.



“BURSA VE YILDIRIM’IN ÇEHRESİ DEĞİŞİYOR”



Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin de merkezi hükümet, Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin çalışmalarıyla Bursa’nın daha da güzelleştiğini ve geliştiğini vurguladı. Yerel seçimlerde görevi devredecek olmasına rağmen bir nefer olarak verilecek her göreve hazır olduğunu dile getiren Keskin, “İlk dönemimizde 185, bu dönem de 274 proje ile Yıldırım’a hizmet etmeye çalıştık. Büyükşehir Belediyemizin de destekleriyle önemli eserler bıraktık. Aynı hizmetlerin bundan sonra da devam edeceği inancındayım. Yıldırım’a böyle bir eser kazandıran Başkanımız Recep Altepe’ye teşekkür ediyorum” diye konuştu.



Tarihi ve kültürel mirasın ayağa kaldırılması çalışmaları nedeniyle Başkan Altepe’ye teşekkür eden İl Müftüsü Mehmet Emin Ay ise, “Yaklaşık 6 asır önce Fazlullah Paşa’nın samimi duygularla yaptırdığı mescit, uzun zaman kendisinden haberdar olmadığımız bir harabe halindeydi. Ecdatla aynı samimiyete sahip nesli tarafından tarihi mescidin yeniden ihya edildiğini görmek bizleri mutlu etti. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.Konuşmaların ardından açılış kurdelesini kesen protokol üyeleri, ilk Cuma namazını kıldıkları mescidi ibadete açmış oldu.



ABDULLAH ÇİBİR



600 yıllık tarihi mescit ihya edildi

'A Milli' kadro açıklandı


Ay-Yıldızlı ekip İsveç ile 5 Mart Çarşamba günü saat 20.30’da 19 Mayıs Stadı’nda karşı karşıya gelecek.



A Milli Takım, bu özel karşılaşma için 2 Mart Pazar günü saat 20.30’dan itibaren İstanbul Le Meridien Hotel’de toplanmaya başlayacak. Ay-yıldızlılar, İsveç maçının hazırlıkları çerçevesindeki ilk antrenmanını 3 Mart Pazartesi saat 19.00’da Beşiktaş’ın Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri’nde yapacak.



A Milli Takım, 4 Mart Salı günü saat 12.00’de özel uçakla Ankara’ya hareket edecek ve JW Marriott Hotel’de kampa girecek. Milliler, son çalışmasını saat 19.00’da 19 Mayıs Stadyumu’nda gerçekleştirecek.



Teknik direktör Fatih Terim yönetimindeki A Milli Takım’ın aday kadrosunda şu futbolcular yer alıyor:



KALECİLER: Volkan Demirel, Tolga Zengin, Onur Recep Kıvrak



SAVUNMA: Gökhan Gönül, Osman Tarık Çamdal, Semih Kaya, Ömer Toprak, Ersan Adem Gülüm, Birol Parlak, Caner Erkin, İshak Doğan



ORTA SAHA: Mehmet Topal, Nuri Şahin, Adem Büyük, Olcan Adın, Alper Potuk, Tolga Ciğerci, Arda Turan, Selçuk İnan, Murat Duruer, Olcay Şahan



FORVETLER: Burak Yılmaz, Umut Bulut, Mevlüt Erdinç



'A Milli' kadro açıklandı

Kılıçdaroğlu: 'Kimseye taviz vermedik'


Çanakkale’de Cumhuriyet Meydanı’nda halka hitap eden Kılıçdaroğlu, kimseye taviz vermediklerini, kimsenin önünde diz çökmediklerini belirterek, “Her beraber mücadele ettik, yine mücadele edeceğiz. 90 yıllık çabamız var. 90 yıldır uğraşıyoruz. Çocuklarımıza daha güzel bir Türkiye bırakmak için mücadele ettik. Çanakkale’de şehitlerimizin bağrındayız. Onlar bize daha güzel bir Türkiye’yi inşa etsin diye canlarını verdiler. Kanlarını verdiler. Gazi oldular. Ama bugün geldiğimiz noktaya bakın. Geldiğimiz tabloya bakın. Bir iktidar, Türkiye Cumhuriyetini soyuyor. Buna izin verecek misiniz. Tüyü bitmemiş yetimin haklarını yiyorlar. AK Parti’ye oy verenlere sesleniyorum. Sizi o zattan ayrı tutuyorum. Siz yolsuzluklarla mücadele edin diye CHP’ye oy verdiniz. Ama şimdi her şey çok açık. Her şey meydanda. Sizin için değil, kendi için çalışan bir siyasi iktidarla çalışan siyasi parti ile karşı karşıyayız” dedi.



Kılıçdaroğlu, “Her şeyi görüyorsunuz. Bütün dünyanın gözünün önünde oluyor. ABD’den Japonya’ya kadar Türkiye’de olanı biteni görüyor. Onlarca ses kaydı yayınlandı. Hiçbirisine ‘sahte değil’ demediler. Ne zaman ki kendisinin ses kayıtları çıktı, başladı. ‘Efendim bu yalandır’. Sen yalan söylüyorsun. Siyasete atıldığım gün mal varlığımı internet siteme koydum. Alın teri ile kazanılmış bir mal varlığı. Herkesin varlıklı olmasını isteriz. Tek bir koşulla. Alın teriyle kazanılıyorsa bir sorunumuz yok” diye konuştu.



“GÜN KENDİMİZE GELME GÜNÜDÜR”



“Gün değişim günüdür” diyen Kılıçdaroğlu, “Kendimize gelme gündür. Gün Türkiye’yi ayağa kaldırma günüdür. Gün ülkemize sahip çıkma günüdür. Demokrasiye sahip çıkma günüdür. Bunu yaparsak analarımıza, dedelerimize ve şehitlerimize verdiğimiz sözü getiririz. Gün helal süt emmişlerin iktidara taşıma gündür. Gün bugündür. Hep beraber bunun mücadelesini yapacağız. Hep beraber bunun kavgasını yapacağız” dedi.



Kılıçdaroğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Hani bir bakan vardı, 700 bin lira kol saati. Bir bakan vardı, oğluna telefon ediyor sabahın köründe. Oğlum kaç lira var. ‘3-5 kuruş var’ diyor. ‘Kaç lira var’ diyor. ‘Oğlum sana soruyorum kaç lira var’ diyor 1 trilyon civarında para var diyor. Şimdi bunların tamamı doğru, tamamı gerçek. Bunlar kapatılamaz. Dünyanın hiçbir ülkesinde devletini soyan bir başbakanlık koltuğunda oturamaz. O koltuk namuslu insanların oturduğu koltuktur. Hırsızların oturduğu koltuk değildir. Bizim için 30 Mart önemlidir. Türkiye’yi hırsızlardan temizleyeceğiz. Onun için güç birliği yapmamız lazım. Gün birlik ve beraber olma günüdür. Türkiye’yi haramilerden temizleme gündür. Gelin hep beraber Mustafa Kemal Ataürk’ün partisinde birleşelim. Gelin hep beraber ülkemiz için çalışalım. Gelin hep beraber ülkeyi aydınlığa çıkaralım. Gelin hep beraber dünyayı bizi rezil eden bu baş çalandan Türkiye’yi kurtaralım. Demokratik yollardan bunların hesabını soralım. Demokrasi budur. Beraber mücadele edeceğiz. Esnaf, temiz bir Türkiye mi istiyor ? Adres belli. Adres altı ok. Adres CHP. Adres değişimin partisi. Adres Türkiye’nin partisidir” ifadelerini kullandı.



HİTLER BENZETMESİ



Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:



““Hitlere bakın dünyanın yalanını söylediler. Camide ‘içki içildi’ dedi yalan çıktı. Caminin imamı ‘yok’ dedi. Ya imam diyor kardeşim. Bütün hayatını dine adayan adam diyor. Ama o yalan söylüyor. Kabataş’ta başörtülü bir kızla 100-150 kişi saldırmış dövmüşler. O da yalan çıktı. Görüntüler çıktı, ‘hayır rapor var’ diyor. Gözüme mi inanayım. Sen zaten yalancısın”



Devletin soyulduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, “Herkes biliyor. Sonra ne oldu. O havuz medyası Amerika’dak şu firma açıklama yaptı bunlar montajdır diye. En son Amerikalılar da dayanamadılar. Pes dediler açıklama yapmadık diyor. Amerikalı söylüyor. Ne söyleyeyim şimdi buna. Artık bir yerde hırsız sözcüğü geçtiği zaman akla kimin geldiğini siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Şimdi Allah aşkına bu ülkenin en azından nüfusunun yarısı, o adamın hırsız olduğuna inanıyor. Bir ülkenin nüfusunun yarısı eğer bir başbakanın adı yolsuzluklara bulaştığına inanıyorsa o kişinin orada kalmaması lazım. O kişinin izzet-ikbal ile görevinden ayrılması lazım. Ben yargıya gideceğim, aklanacağım, hesabını vereceğim demesi lazım. Diyor mu ? Demiyor. Savcıları değiştirdi, polisleri değiştirdi. Ne yaparsan yap, ne söylersen söyle, artık bu yolsuzluğun üstü örtülemez” dedi.



Kılıçdaroğlu, “Herkes bu seçimlerde elini vicdanın koyup, sandığa öyle gitsin. Çocuğunu, Türkiye’yi, Temiz siyaseti düşünsün sandığa öyle gitsin. Türkiye’yi değiştirmemiz lazım. Huzur içinde güzel bir Türkiye’yi beraber inşa edelim. Birlik içinde olalım. Ayrışmayalım. Huzur içinde olalım. Beraber kucaklaşalım. Ayrışmaktan her zaman toplum zarar gördü. Neden beraber olmuyoruz. Huzur içinde yaşamıyoruz. Neden kavga ediyoruz. Birleşe birleşe güçleneceğiz. Kazanacağız. Hepinize en içten selamlarımı sunuyorum. 30 Mart’ta siz kazanacaksınız. Türkiye kazanacak. 30 Mart’ta kadınlar kazanacak. 30 Mart’ta çocuklar kazanacak. İşçiler, işçiler, memurlar kazanacak. 30 Mart’ta Türkiye kazanacak”.



Kılıçdaroğlu: 'Kimseye taviz vermedik'

Elazığ'da ambulans kaza yaptı: 3 yaralı


Kaza, Maden İlçesi Tevekler mevkisinde meydana geldi. Mardin’den Elazığ‘a hasta nakli yapan ambulans dönüş yolunda tek taraflı kaza yaptı. Kazada, 1′i ağır 3 kişi yaralandı. Yaralılardan sağlık durumu ağır olan Acil Tıp Teknisyeni Seher Dal’ın tedavisinin Fırat Üniversitesi Hastanesi’nde devam ettiği belirtildi.



ERKAN AYYILDIZ



Elazığ'da ambulans kaza yaptı: 3 yaralı

Adana Başsavcılığından dinleme iddialarına kapsamlı soruşturma


Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, Adana ve Mersin valilikleri ile bazı siyasi partiler ve kamu görevlilerinin telefonlarının yasa dışı dinlendiğine ilişkin iddialarla ilgili olarak kapsamlı ve çok yönlü soruşturma başlattı.



Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada, çeşitli tarihlerde bir kısmı Adana “TMK 10. maddesi ile yetkili” hakimliklerden alınan dinleme kararları ile bir kısmı ise başka bir ildeki TMK 10.maddesi ile yetkili hakimliklerden alınan dinleme kararları ile Adana Valiliği özel kalem telefonlarının, Adana vali yardımcısı telefonlarının yasadışı olarak ve dinleme kararlarıyla ilgisi olmadığı halde dinlendiği,Yine aynı kapsamda, “Adana TMK 10. maddesi ile yetkili” hakimliklerden alınan dinleme kararları ile Mersin Valilik telefonlarının, Mersin Vali Yardımcılarının telefonlarının, bazı hakimlerin, bazı siyasi partilerin il ve ilçe başkanlıklarının, çok sayıda emniyet müdürünün ve emniyet g3örevlilerinin, bazı adliye görevlilerinin cep telefonlarının, ilgisi olmamasına rağmen, organize suç örgütleri PKK/KCK, TİKKO, Hizbullah, MLKP, El Kaide, TİT, TKPML isimli terör örgütleri kapsamındaymış gibi gösterilerek dinlendiğine ilişkin iddialarla ilgili kapsamlı ve çok yönlü bir soruşturma başlatıldığı bildirildi.



Adana Başsavcılığından dinleme iddialarına kapsamlı soruşturma

Mahmut Uslu: 'Gerekirse ligden çekiliriz'


3 Temmuz sonrası yaşananlara ve hakem hatalarına isyan eden Fenerbahçe Genel Sekreteri Mahmut Uslu, “Gerekirse genel kurulda bir madde koyarız, ligden çekilme kararı bile alırız” dedi.



Fenerbahçe yönetim kurulu üyeleri, basın toplantısı düzenledi. 3 Temmuz sonrası Fenerbahçe’nin yaşadıkları ve hakem hatalarının eleştirildiği toplantıda Genel Sekreter Mahmut Uslu, “Gerekirse genel kurulda bir madde koyarız, ligden çekilme kararı bile alırız” diye konuştu.



Mahmut Uslu: 'Gerekirse ligden çekiliriz'

Kılıçdaroğlu, Melih Gökçek'i tanımadığını söyledi


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çanakkale’ye gitmek için geldiği Edremit Kocaseyit Havaalanı’nda, “Başbakan Kemal” tezahüratları ile karşılandı. Helikoptere binmeden önce, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Keçiören’de seçim koordinasyon merkezinin açılışında yaptığı konuşmada, ’Kılıçdaroğlu’ndan cevabını istiyorum” dediği,



“Şu anda milletvekili olan bir savcı var. O savcının yazmış olduğu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürü iken yapmış olduğu, 25 dolar olan kalbe takılan stendi 2 bin 500 dolara, tam 100 katına aldı. Yani soygunu yapanlar, soygunun taşeronluğunu yapanlar sadece ve sadece kutuyu gösteriyorlar. İnsanları böyle aldatıyorlar’ şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “O kim?” derken, danışmanı olduğu öğrenilen kişi ise “Melih Gökçek’e başkaları cevap verir” ifadesini kullandı.



Kılıçdaroğlu, ardından mitinge katılmak için helikopterle Çanakkkale’ye gitti.



Kılıçdaroğlu, Melih Gökçek'i tanımadığını söyledi

Mardin'de cinsel istismardan 1 kişi tutuklandı


Mardin Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalar sonucunda ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan aranan E.A.’nın (42) 25 Şubat 2014 günü yakalanarak gözaltına alındığı belirtildi.



Zanlının aynı gün hakkında tanzim edilen tahkikat evrakı ile birlikte sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak Mardin E Tipi Cezaevi’ne gönderildiği kaydedildi.



MURAT AKGÜL

MARDİN



Mardin'de cinsel istismardan 1 kişi tutuklandı

Başbakan hastane açtı


Öğle saatlerinde Balıkesir’e gelen ve valilik ziyaretinin ardından Kuva-i Milliye Meydanı’nda miting düzenleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son olarak, Balıkesir Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin açılışını gerçekleştirdi. 200 yataklı ve 350 personelin görev yaptığı hastanenin açılış töreninde coşku yaşandı. Beraberindeki 4 bakan, Balıkesir Valisi Ahmet Turhan, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahir Alkan ve protokol mensuplarıyla birlikte açılış kurdelesini kesen Başbakan Erdoğan, “Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin hayırlı olmasını diliyorum. 85 milyona mal olan bir hastanemiz. İlk önce akademisyen, sonra da fiziki imkan ihtiyacımız var. Hocalarımıza teşekkür ediyorum. Ya Allah, Bismillah” dedi.



Enerji Bakanı Taner Yıldız da, hastane önünde toplanan vatandaşlarla sohbet edip, hayırlı olsun dileklerinde bulundu.



Başbakan Erdoğan, açılış töreninin ardından, İstanbul’a gitmek için Balıkesir Havalimanı’na gitti.



Başbakan hastane açtı

OMÜ, Nijerya’da eğitim fuarına katıldı


“İkinci Türk Üniversiteleri Eğitim Fuarı”nda Nijeryalılar Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’yle (OMÜ) tanıştı.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Nijerya’nın Lagos ve Abuja kentlerinde düzenlenen “İkinci Türk Üniversiteleri Eğitim Fuarı”na katıldı. OMÜ’yü Uluslararası İlişkiler Birimi Başkanı Prof. Dr. Hüsrev Mennan ve Birim Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Said Kurşunoğlu temsil etti.



“OMÜ YAKLAŞIK 700 CİVARINDA AFRİKA KÖKENLİ ÖĞRENCİ BULUNUYOR”

Nijerya dönüşünde fuarla ilgili değerlendirme yapan Prof. Dr. Hüsrev Mennan, “Üniversitemizi oldukça geniş katılımlı bir ortamda Nijerya halkına ve eğitim çevrelerine tanıttık” dedi. Nijerya’nın yaklaşık 170 milyonu bulan nüfusu ve hızla gelişen alt yapısı ile Afrika kıtasının gözde ülkelerinden birisi olduğunu vurgulayan Prof. Mennan, ülkede yurtdışında eğitim görmek için yüksek bir talebin söz konusu olduğuna dikkat çekti. Bugün Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde yaklaşık 700 civarında Afrika kökenli öğrenci bulunduğunu hatırlatan Mennan, bunun 40 kadarının Nijerya vatandaşı olduğunu vurguladı.



“OMÜ-YÖS SINAVINA YOĞUN BİR KATILIMIN OLACAĞI ŞİMDİDEN BELLİ OLMUŞTUR”

Nijerya fuarı sayesinde uluslararası eğitim alanında Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin yapmakta olduğu atılımlara yönelik somut bir ilginin varlığına tanıklık ettiklerine dikkat çeken Prof. Dr. Mennan, “Özellikle 25 Mayıs’ta dünya çapında 33 ülkede gerçekleştireceğimiz ve Nijerya’nın başkenti Abuja’da da yapılacak OMÜ-YÖS sınavına yoğun bir katılımın olacağı şimdiden belli olmuştur. Nijeryalı gençler ve aileleri özellikle tıp, dişçilik ve mühendislik alanlarına ilgi göstermektedirler. Yine sosyal ve fen bilimleri alanlarındaki İngilizce lisansüstü ve doktora programlarımız da fuar boyunca sıkça sorulan ve ilgilenilen konulardan biri olmuştur. Bir devlet üniversitesi olan Ondokuz Mayıs Üniversitesi, kalitesi, eğitim ve konaklama alanlarındaki imkanlarının genişliği ve öğrenim ücretlerinin makul seviyelerde oluşuyla da yoğun ilgi görmüştür” diye konuştu.



OMÜ, Nijerya’da eğitim fuarına katıldı

Esenyurt’ta çok amaçlı caminin temeli atıldı


Kadıoğlu, “Temelini attığımız proje her ne kadar cami olarak görülse de altı otopark, üste de pazar alanı olacak” dedi.Esenyurt Atatürk Mahallesi’nde yer alan Hz. Ali Camii- Kapalı Pazar ve Otopark projesinin temeli düzenlenen törenle atıldı. Temel atma törenine Esenyurt Kaymakamı Ekrem İnci, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, Esenyurt İlçe Müftüsü Dr. Mehmet Müftüoğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı.



Törende konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, “Temelini attığımız camimiz her ne kadar cami olarak görülse de altında otopark onun üstende de pazar alanı yapacağız. Camiyle beraber bölgemizde kuran kursu işlevi de görecek. Bu otopark hem bölge halkımıza hizmet verecek hem de gerektiğinde kurban kesimi alanı da olabilecek. Bu bölgemizde çok önemli bir ihtiyaçtı” dedi.

“Seçime 1 ay kaldı. Niye temel atıyorsunuz?” diyenlere cevap veren Necmi Kadıoğlu, “Bizim de huyumuz bu. Durmak yok yola devam. Seçim geliyor diye mahallenin ihtiyaçlarını görmeyecek miyiz? Bizler son gün bile temel atabiliriz” ifadelerini kullandı. Kadıoğlu, caminin ismini de kendisinin verdiğini dile getirdi.



Konuşmaların ardından Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ve beraberindekiler Hz. Ali Camii- Kapalı Pazar ve Otopark projesinin butonuna basarak ilk harcı döktü. Temel atma töreni adak kesimiyle son buldu.



ŞENGÜL KARAKIŞ – ABBAS RAMAZANOĞLU



Esenyurt’ta çok amaçlı caminin temeli atıldı

Ebru Gündeş, eşinin tahliye haberini avukatından aldı


17 Aralık soruşturması kapsamında tutuklanan Rıza Sarraf avukatlarının itirazı üzerine tahliye edildi. Avukatların yaptığı itiraz mahkeme tarafından bugün değerlendirildi. İş adamı Sarraf’ın avukatı Şeyda Yıldırım gün boyu karar için adliyede bekledi. Mahkemenin tahliye kararını açıklamasıyla avukat Yıldırım ilk iş olarak ünlü sanatçı Ebru Gündeş’i arayarak müjdeli haberi verdi. Avukat Yıldırım’ın, telefonla konuştuğu Gündeş’e “Kocanı akşam eve gönderiyorum. Gözün aydın şekerim” dediği öğrenildi. Haber karşısında çok sevinen Gündeş’in, görüşmede avukat Yıldırım’a teşekkür ettiği belirtildi.



Gündeş eşi Sarraf’ı, tutuklama kararının ardından sık sık Metris Cezaevi’ne giderek ziyaret etmişti. Sağlık kontrolü için zaman zaman hastaneye götürülen eşini burada da yalnız bırakmayan Gündeş kameralara hep üzgün bir şekilde yansımıştı. Gündeş eşi tutuklandıktan sonra, jüri üyeliğini yaptığı yarışmada duygularını anlatırken gözyaşlarını tutamamıştı.



YUSUF MELİKOĞLU




Ebru Gündeş, eşinin tahliye haberini avukatından aldı

Suriye’de bombalı saldırıda yaralanan çocuğun isyanı


Suriye’de bombalı saldırıda yaralanan bir çocuğun, bacağındaki yaraya müdahale etmek isteyen doktora “Pijamamı kesme amca, o daha yeni” demesi ve “Çok mutlu olduk diye mi oldu bu?” diye sorması yürekleri dağladı.



Suriye’deki çatışmaların en masum kurbanlarından çocukların savaştan nasıl etkilendiğine dair sosyal medyada yeni bir video daha yayınlandı. Görüntüde doktor, başında kanlar akarken ağlayan kız çocuğunu sakinleştirmek için okula gidip gitmediğini soruyor. Suriyeli çocuğun cevabı “Eve döndüm. Yemek yiyecektim, bomba düştü” şeklinde oluyor. Görüntülerin devamında, çocuğun feryatları dinmiyor. Suriyeli küçük kız, ayağını uzatmasını isteyen doktora “Amca kana bak. Çok korkuyorum, ya yürüyemezsem. Annem bugünde bir şey olmadan eve geldiğim için sevinmişti. Çok mutlu olduk diye mi oldu bunlar? Allah seni amacına ulaştırmasın Beşar. İnşallah ölürsün!” diyor.



Suriye’de bombalı saldırıda yaralanan çocuğun isyanı

Beşiktaş'ta Dany'i şoku


Beşiktaş resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, “Futbol Takımımız’ın dün yaptığı antrenmanın ardından triceps surae adalesinde ağrılar hisseden ve gece Acıbadem Fulya Hastanesı Sporcu Sağlığı Merkezi’nde MR çekilen Dany Nounkeu’da 2. derece yırtık tespit edilmiştir. M.P. Antalyaspor maçı kadrosundan çıkartılan Dany Nounkeu’nun tedavisine hemen başlanmıştır” denildi.



Beşiktaş'ta Dany'i şoku

Oktay Vural: '28 Şubat zihniyeti işbaşında'


TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, 28 Şubat’ın Başbakan Erdoğan’ın fiili doğum günü olduğunu söyleyen ve 28 Şubat döneminin aynısının bu dönemde de yaşandığını belirten Oktay Vural, andıçların devam ettiğini, medya ile Türk milletinin bilgi edinme özgürlüğünün elinden alındığını açıkladı.



Oktay Vural, Türkiye’yi yöneten AK Parti döneminde milli ve manevi değerlerin tahrip edildiğini söyledi. Devletin bütün bilgilerinin yabancı istihbarat örgütlerine gönderildiğini ifade eden Vural, “Türkiye, üzerinde adeta ameliyat yapılan bir ülke konumuna getirilmiştir. Türk milletini bir ve bütün kılan milli ve manevi değerlerimiz AK Parti ile yozlaştırılmış, ticaretin aracı haline getirilmiştir. Bu memlekette yolsuzluk ve rüşvet ile ilgili inancımızın, itikadımızın reddettiği bu işlere bulaşanlar, aslında muhafazakar değerleri ortadan kaldırmış ve bu değerlere darbe vurmuşlardır” diye konuştu.



Bazı medya patronlarını tetikçilik yapmakla suçlayan Vural, yargının bağımsız ve tarafsız çalışması gerekirken, aksine bir tavır ile gerçeklerin üzerinin örtüldüğünü ve milletin, oy verdiği insanların ne yaptığını bilmek istediğini belirtti.



Kanunsuz dinlemelerin 100 binleri bulduğu yönünde iddialar olduğunun sorulması üzerine Vural, “Bu iddialar somut bir şekilde ortaya konulmalı. Ortada yolsuzluklar da var. Bu millet her iki gerçeği de bilmek istiyor. Bu milletin haberleşme özgürlüğü devletin teminatı altında değilmiş. Somut gerçekler üzerinden siyaset yürütmemiz lazım. Devlet uyumuş, uyurken kucak lobisi çalışıyormuş” açıklamasında bulundu.



HSYK’da yapılan değişikliklerle ilgili açıklamalarda bulunan Vural, “Bu kadar yangından mal kaçırmak için acele etmeleri, HSYK’yı ayarlamak suretiyle rüşvet ve yolsuzluk sürecinde hakim ve savcıları baskı altına almak istedikleri gayet açık ve net ortaya çıkıyor. 28 Şubat zihniyeti iş başında, yargıyı kuşatmıştır, milli iradeyi kuşatmıştır ve çarpıtmıştır” dedi.



Oktay Vural: '28 Şubat zihniyeti işbaşında'

Meclis’teki kavgaya suç duyurusu


Kulkuloğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, kavgayı ayırmak amacıyla araya girdiğini ifade ederek, “Ağza alınmayacak şekilde kadınlar, kızlar, milletin çocuğu işin içine katılarak küfrediliyor. Ağzını tutmaya çalıştım, baktı ben muhalefet milletvekiliyim, dirsek vurdu. Yetmedi, yumruk vurdu. O arada kargaşada 4-5 yumruk daha vurdular. Bana biri tekme atmış. Tekme atanın yüzünden kas yırtığı var. 1 ay üzerine basamayacağım. Ben mücadeleye devam edeceğim. Burnumu sıkmış, burnumun içine parmağını sokmuş. Burnumun içindeki mukoza yırtılmış” diye konuştu.



Sabah Meclis Başkanı Çiçek’in kendisini aradığını belirten Kulkuloğlu, kendisine yapılanlarla ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunacak.



Meclis’teki kavgaya suç duyurusu

Projelerini ardı arkasına sıraladı


Pankart ve tezahüratlar ile karşılanan Topbaş, projelerini ardı arkasına sıraladı. Cuma namazını Sultangazi Merkez Camii’nde kılan Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ardından cami önünde bulunan vatandaşlara hitap etti. Kadir Topbaş’ı binlerce vatandaş adeta bağrına bastı. Tezahüratlarla karşılanan Topbaş, vatandaşlara el sallayarak cevap verdi. Kadir Topbaş’a Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay da eşlik etti.



Ne aldatan ne aldanan olacaklarını ifade eden Topbaş, “Sözü namus bildik. Sözü yere asla düşürmeyiz. Milletimiz bizi, partimizi hizmetlerimizi gayet iyi biliyor. Biz milletimizin vefa duygusunu biliyoruz. Milletimiz bizim yürüyüşümüzde en yakın dostumuz. Birileri başka yerlerden güç alabilir. Biz şehrimize hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz” dedi.



“HALİÇ METRO KÖPRÜSÜ YAPTIK, BİZİ DÜNYAYA ŞİKAYET ETTİLER”



Haliç metro köprüsünü yaptıklarını hatırlatan Topbaş, “19 yıl aradan sonra yaptık. Bizi UNESCO’ya şikayet ettiler, dünyaya şikayet ettiler. Önümüze engeller koydular. On binler üzerinden geçiyor ama birileri, ‘Biz geleceğiz yıkacağız’ diyorlar. Düzeni bozup, ‘Bozuk düzen’ diyorlar. Dünya hızla gelişiyor, onlar gelişmiyorlar. Tünelin ortasında kaldılar, iki ucu karanlık. Nereye gideceklerini bilmiyorlar” diye konuştu.



Cahit Altunay’ın Sultangazispor’a top sahası istediğini belirten Topbaş, “Tamam dedik. Yer bulup stat yapacağız. Bir tramvayınız var, bir kısmını yeraltına aldık yetmedi, olmadı. Bu tramvayı Vezneciler, Beyazıt’tan Habiplere kadar metroya çeviriyoruz. Arkadaşlara, ‘Hemen çalışmaya koyulun, ihalesini hazırlayın’ dedik. Paramız var çok şükür. Bu sıkıntı bitecek inşallah. Habipler’den sonrasını da Ulaştırma Bakanımız ile görüştük, Arnavutköy üzerinden 3. havalimanına devam edecek. Sultangazi nereye gidiyor, nasıl gelişiyor. Adım adım ne gerekiyorsa. ‘Kültür Merkezi’ dedi, en moderni. ‘Buz pisti’ dedi, ‘Orası Sultangazi ne gerek var demedik’” şeklinde konuştu.



AVRUPA’NIN EN BÜYÜK 4. HAYVANAT BAHÇESİ



Sultangazi’ye Avrupa’nın en büyük 4. büyük hayvanat bahçesi için çalışmalarının olduğunu müjdeleyen Kadir Topbaş, “Bir hayvanat bahçesi problemi var. Davalardan dolayı çözemedik. Planlarda var olan bir proje. Başkanın hayata geçirmek istediği önemli bir proje. ‘Çözüm için yardımcı ol’ dedi. Projeler hazır. Sultangazi’nin yarını dünden daha güzel olacak” dedi.



Birilerinin proje aradığını ifade eden Topbaş, “Şimdi proje arıyorlar. Bulunduğunuz yerlerde ne yaptınız. 10 tane iş sayın. 3-5 tane sanatsal aktivite. Yeni ilçe Sultangazi’ye gelsinler, Kadıköy’den ne kadar gelişmekte olduğunu görsünler. Bakırköy’den gelip, dünün Sultangazi’sinin nasıl geliştiğini, işi bilmeyenin elinde Bakırköy’ün, Kadıköy’ün nasıl grileştiğini görsünler. 30 Mart gecesi birilerinin yüzünün nasıl renk alacağını göreceğiz. Sandığın başına gidince bütün oyunları bozacak olan sizlersiniz. Biz milletten başka güç tanımıyoruz” diye konuştu.



“GARİP GUREBA İÇİN BİN 400 KONUTA BAŞLIYORUZ”



KİPTAŞ Genel Müdürü’ne alt gelir grubuna tahsis edilmek üzere konut yapılması talimatı verdiğini hatırlatan Kadir Topbaş, “Fakir fukara, garip gurebaya 10 bin adet konut yapacağız. Bin 400’üne başlıyoruz. Biz artık garip gurebayı ev sahibi yapacak projeyi hayata geçireceğiz. Ev hayali dahi olmayanlara ev imkanını programa aldık. Hazırlığınızı buna göre yapın. Arkası gelecek. Görevde bulunduğumuz sürece istiyoruz ki, biz bu insanların duasını alalım” şeklinde konuştu.



“NASREDDİN HOCA’NIN GÖLE MAYA ÇALMASI GİBİ”



İstanbul’un su problemi olmadığını söyleyen Topbaş, “Yağmur yağmasın diye dua edenler var. Böyle siyaset olur mu? Zamanında yağmur yağsın diye tohumlama yaptılar ama oda tutmadı. Kim akıl verdiyse. Nasrettin Hoca’nın göle maya çalması gibi. Sayın başbakan geldi barajlarda su bitmiş. ‘Tayyip’in işi Allah’a kaldı’ diye manşetler attılar” dedi.



Konuşmasının ardından Kadir Topbaş ve Cahit Altunay vatandaşlara karanfil dağıttı. Topbaş ve Altunay, daha sonra bir hayırsever tarafından yaptırılan Sultangazi İlçe Müftülüğü’nün yeni hizmet binasının açılışını gerçekleştirdi.



Konuşmasına başlamadan önce ‘Kadir Topbaş’ım Başbakanımdan it gibi yılıyorlar’ pankartını gören Topbaş, pankartı açan vatandaşı uyararak, “Şu sarı pankartı kaldırın, bize yakışmaz. Biz siyaset yaparken değerlerimizi sarsacak hiçbir söz ve davranışta bulunamayız” dedi. Topbaş’ın bu sözleri üzerine vatandaş pankartı yırttı.



Projelerini ardı arkasına sıraladı

Kandilli’de Türk Sanat Müziği ziyafeti


Üsküdar Belediyesi’nin düzenlediği kültür sanat etkinlikleri Kandilli’deki Türk Sanat Musikisi konseriyle devam etti. Türk Sanat Müziği’nin kıymetli isimlerinden Güzin Değişmez ve Alp Arslan’ın sahne aldığı konsere Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kandilli Yerleşkesi ev sahipliği yaptı.



Konseri izleyenler arasında bulunan AK Parti Üsküdar Belediye Başkan Adayı Hilmi Türkmen, Üsküdar Belediyesi’nin kültür ve sanatı her zaman desteklediğini dile getirerek, “Yoğun seçim tempomuzda, bu eşsiz müzik ziyafeti bizler için bir ruh soluklanması oldu. Gönül tellerimizin titrediği bu güzel akşamda Üsküdar’ın Kandilli gibi tarihi bir noktasında en az Üsküdar ve Kandilli kadar tarihi ve kıymetli olan musikimizden nadide eserler dinlemek bizleri adeta bir zaman seyyahı yaptı. Bu güzel akşamda değerli sanatkârlarımız Güzin Değişmez Hanımefendi ve Alp Arslan Beyefendi’ye, yüreğimizdeki pası sildikleri ve ruhumuzun rahat bir soluk alabilmesine vesile oldukları için ayrıca teşekkür ediyorum. Seslerine, yüreklerine sağlık” dedi.



Üsküdar Belediyesi’nin bu tip kültür sanat ziyafetlerini sürekli olarak organize ettiğine dikkat çeken Türkmen, “Üsküdar halkı başta olmak üzere tüm İstanbulluları bu etkinliklere katılıp hayat yorgunluklarına kısa bir mola vermelerini tavsiye ediyorum” diye konuştu.



Kandilli’de Türk Sanat Müziği ziyafeti

Avrupa otomobil pazarı yüzde 5 büyüdü


Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) açıklamasına göre, AB ve EFTA (Norveç, İsviçre, İzlanda ve Lihtenştayn) ülkeleri toplamına göre otomotiv pazarı 2014 yılı Ocak ayında 2013 yılının aynı ayına kıyasla yüzde 5 büyüdü ve 1 milyon 105 bin 381 seviyesine ulaştı. 2013 yılı Ocak ayında ise 1 milyon 52 bin 674 adet satış gerçekleşmişti.



AB ve EFTA ülkeleri toplamına göre 2014 yılı ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre en fazla düşüş yüzde 12,4 ile Avusturya’da, ardından yüzde 8,1 ile Hollanda ve yüzde 7,4 ile Norveç’te görüldü. Daralma yaşayan diğer ülkeler arasında İsviçre, Belçika, Fransa ve Estonya da yer aldı. 2014 yılı ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre satışlarını en çok arttıran ilk üç pazar İrlanda yüzde 33,9, Letonya yüzde 33,8 ve Hırvatistan yüzde 32 oldu. Türkiye, Avrupa otomotiv satışları sıralamasında 2014 Ocak ayında 8. sırada yer aldı.

AB ve EFTA ülkeleri toplamına göre otomobil pazarı 2014 yılı Ocak ayında 2013 yılının aynı ayına kıyasla yüzde 5,2 arttı, toplam 967 bin 778 adet seviyesine ulaştı. 2013 yılı Ocak ayında ise 920 bin 373 adet satış gerçekleşmişti. 2013 yılı Eylül ayından beri aylar itibariyle yaşanan artış, 2014 yılı Ocak ayında da devam etti.



AB ve EFTA ülkeleri toplamına göre 2014 yılı Ocak ayında geçen yılın aynı ayına oranla en fazla düşüş yüzde 13,6 ile Avusturya’da, yüzde 7,1 ile Hollanda’da ve yüzde 4,3 ile Estonya’da görüldü. Daralma yaşayan diğer ülkeler arasında İsviçre, Norveç ve Belçika da yer aldı. 2014 yılı Ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre satışlarını en çok artıran ilk üç pazar ise yüzde 32,8 ile İrlanda, yüzde 31,8 ile Portekiz ve yüzde 29,4 ile Hırvatistan şeklinde sıralandı. Türkiye, Avrupa otomobil satışları sıralamasında 2014 yılı Ocak ayında 9. oldu.

AB ve EFTA ülkeleri toplamına göre hafif ticari araç pazarı 2014 yılı ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,4 arttı ve toplam 113 bin 307 seviyesine yükseldi. 2013 yılı aynı ayında ise 108 bin 491 satış gerçekleşmişti.



AB ve EFTA ülkelerinde 2014 yılı ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre en fazla düşüş yüzde 29,4 ile Norveç’te gerçekleşirken, ardından yüzde 13,8 ile Polonya’da ve yüzde 7,6 oranı ile Fransa’da görüldü. Daralma yaşayan diğer ülkeler arasında Hollanda, Estonya ve Litvanya yer aldı.



2014 yılı Ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre satışlarını en çok artıran ilk üç pazar sırasıyla; İzlanda yüzde 70,3, Yunanistan yüzde 51,3 ve İspanya yüzde 48,9 oranıyla yer aldı. Türkiye, Avrupa Hafif Ticari Araç satışları sıralamasında 2014 Ocak ayında 5. oldu.



Avrupa otomobil pazarı yüzde 5 büyüdü

Hacıosmanoğlu'ndan, Aziz Yıldırım'a sert yanıt


Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve kurulları ile Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ı isim vermeden eleştiren Hacıosmanoğlu, soru almadığı açıklamasına Juventus maçını değerlendirerek başladı. Avrupa’da iyi futbol oynamadan elendiklerini belirten Hacıosmanoğlu “Avrupa’dan böyle iyi futbol oynamadan elenerek karşınıza çıkmayı arzu etmezdim. Trabzonspor sevdalıların bizleri bağışlamışını istiyoruz. Ama dün bu basın toplantısını anons ettiğimiz için çıktık, belki bunu yanlış değerlendirebilirler, elenmeden sonra mı basın toplantısı yapıyorlar diye. Dün ki programdı bu. Malumumuz kendi yalanları ile Türk futbolunu kirleten insanların, o kirlilikten o pislikten nasıl kurtuluruz diye yeni yalanlar üreterek kamuoyunda algı oluşturmaya çalışmaları, kendilerinin senelerden beri yaptığı uygulamaları acaba başkaları da yapıyor mu endişesine düşüp, şahıs olarak muhatap almadığımız ama kurumsal olarak cevap verme zorunluluğu taşıdığımız için buradayız. Yoksa adı geçen şahsı cevap vermeye değer bulmadığımızı kamuoyu ile paylaşmak istiyorum” dedi.



“KENDİ PİSLİKLERİNİ ÖRTEMEYE ÇALIŞIYORLAR”



Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın “Trabzonspor 80 Milyon TL’yi kasasına nasıl soktu?” iddialarına yanıt veren Hacıosmanoğlu, “Şike sürecindeki pislikleri nasıl örteriz?” diye kamuoyunda farklı algılar oluşturulmak istediğini kaydederek “Şike sürecindeki pisliklerini nasıl örteriz diye kendi uydurdukları yalanlara önce kendileri inandıran ve sonra da algı yaratıp kamuoyunu inandırmaya çalışanlar, Trabzonspor’un temiz tarihine acaba nasıl gölge düşürürüz, endişesini yaşıyorlar. Malumunuz şahıs Trabzonspor’un mali yapısıyla ilgili kamuoyuna önce kendi inandıkları yalanları kamuoyuna inandırmaya çalışıyorlar. Bizim görev yaptığımız sürece içirişinde 80 Milyon TL para bulduğumuzu ve bu paranın nereden bulunduğunu, hangi siyasiler tarafından Trabzonspor’a aktarıldığından bahsediyorlar. Şimdi kamuoyu böylesine önemli bir kulübün yalancı başkanının yalanını bir kez daha görecek burada. Ben rakamları vereceğim burada, bu kulüpler borsaya açık bir şirket, girdisinin çıktısının her şeyin belli olduğu kulüp. 80 Milyon TL nereden buldu açıklasınlar denen rakam var. 80 Milyon TL para bulsaydık kulübün faizli borcu biterdi ve şu anda ekonomik olarak çok daha rahat yönetilen bir kulüp olurduk.



Geldiğimiz günden beri sabit gelirlerimizin dışında Trabzonspor’a bulmuş olduğumuz kaynaklar vardır. Bunların 9 milyon 800 Bin TL Trabzonspor sevdalıların ve bizlerin, kulüple geçmişte ilişkisi olmuş insanlardan aldığımız bağışlardır. Sponsorluklardan elde ettiğimiz gelirler 8 Milyon 870 Bin TL’dir Bizim dönemimizde Trabzonspor sevdalıları ve bizim dostlarımızdan geri ödemek şartıyla faizsiz aldığımız miktarda 9 Milyon 500 bin liradır. Yani bunların toplamı 28 Milyon 200 Bin TL yapıyor. Şimdi düşünün 80 Milyon TL nerede, 28 Milyon TL nerede” diye konuştu.



“TRABZONSPOR HİÇBİR ZAMAN İLLEGAL İLİŞKİ İÇERİSİNDE OLMAMIŞTIR”



İsim vermeden Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın yalan konuştuğunu da iddia eden Hacıosmanoğlu, şöyle konuştu:



“Yanı düşünün ki ülkemizin çok önemli bir kulübünün başkanının bu konuda nasıl yalan söylediğini kamuoyuyla paylaşmak için bu toplantıyı yaptık. Şimdi burada ulusal basında bir ahlak sınavındalar. Bu yalancıların yalan ifadelerini manşet yapanlar bu gerçekleri ne kadar manşet yapacak onu da göreceğiz. Trabzonspor tarihinde hiçbir zaman illegal ilişki içerisinde olmamış, illegal kazanç peşinde koşmamıştır. Her zaman hem maddi, hem de manevi olarak tertemiz olarak bugünlere gelmiştir. Bundan sonra böyle olacak. Bu muhterem zatın yalanları yine devam ediyor.”



“HIRSIZ HERKESİ KENDİSİ GİBİ SANIR”



Hacıosmanoğlu, kulübün borsaya açık bir şirket olduğunu ve tüm ekonomik girdi çıktıların orada yazıldığını da belirterek, “Trabzonspor’un hiçbir başarısı yokken oyuncuları nasıl transfer etti. Traensferlerin devlet tarafından yapıldı deniyor. Hırsız herkesi kendisi gibi sanır. Bu işleri çok iyi becerdikleri için bizi de aynı şekilde düşünüyorlar. Biz devletten de siyasetten de hiç kimseden yardım görmedik. Sadece Trabzonspor’un kendi ismi, markası ile bizim de girişimlerimizle onu sevenlerinden yardım topluyoruz. Transferler devlet tarafından yapıldı deniliyor. Bunların hepsi zaten açık olarak borsa da bilgiler bulunuyor. Ama art niyetli olursanız bunları söylerseniz. Bizim dönemimizde transfer edilen iki tane oyuncuya bonservis bedeli ödemedik. Sadece aylıklarını ödüyoruz. Aykut Demir’i Gençlerbirliği’nden 2 Milyon 900 Bin Euro’ya aldık. 1 Milyon 900 Bin’i ödedik. Süresi geçmesine rağmen İlhan başkan bize anlayış gösteriyor. 1 Milyon da borcumuz var. Boucreanu’ya da 600 Bin Euro’sunu ödedik. Trabzonspor’un da bu paraları ödeyecek gücü var” şeklinde konuştu.



“ONLARIN TRANSFERLERİNİN PARALARINI HANGİ İŞ ADAMLARI ÖDEDİ VE NEYİN KARŞILIĞINDA ALDILAR”



Trabzonspor’un her zaman temiz olduğunu da belirten Hacıosmanoğlu, “Bizim elimizden şampiyonlukları çaldıkları sene oyuncuları kaçıp gittikten sonra ekonomik sıkıntı içerisindeyken aldıkları oyunculara hangi iş adamları kaç milyon eurolar ödediler ve karşılığında neler aldılar, bunları da kamuoyuna açıklamalarını istiyoruz. Bizim yaptığımız transferlerin paralarının toplamı 5 Milyonu bulmaz ama onlar bu paraları nereden ve nasıl buldular onlarda açıklasınlar. Bize bu atıfta bulunanlar bu süreci kendileri böyle yürüttükleri için acaba bunlarda bizim gibi yapıyorlar diye düşünüyorlar. Biz sizin gibi olamayız. Biz tarihinde nasıl temiz yaşamışsa Trabzonspor bugünde öyle olacak yarında.”



Hacıosmanoğlu, Fenerbahçe’nin bir anda Futbol Federasyonu ile ters düştüğünü belirterek, ” Biz şampiyonluk yarışında değiliz ama bu insanlar şampiyonluk yarışında ne zaman puan kaybetmeye başladılar o zaman şikayet etmeye başladılar. Bugüne kadar onların lehine olan hakem hatalarını hiç gündeme getirmediler ama son zamanlarda bir iki ufak hata olduktan sonra bugün federasyon ve kurullarından şikayet etmeye başladılar. Ama baktığınızda bizim maçlarımızda sezon başından beri yapılan hatalar onların 10 katıdır. Ama her halde UEFA ve FIFA’dan onlara gelecek olan yaptırımın endişesi, Federasyon’u da, dolayısıyla onlar kanka oldukları için kendilerini de sardı ki bugün farklı farklı açıklama yapma gereği hissediyorlar. Bugün Federasyona da güvenmiyorlar, bu kurullar da paralel yapının kurulları diyorlar, bu kurullarda değişmesi lazım, Federasyonun da değişmesi lazım” diye konuştu.



“YILLARDIR HİZMET ETTİRDİKLERİ KURUMLARI ŞİMDİ DEĞİŞMEK İSTİYORLAR”



Kurulların yıllardan beri Fenerbahçe’ye hizmet ettiğini de belirten Hacıosmanoğlu, “Bu kurullar size hizmet ediyordu yıllardan beri. Bizim şampiyonluğumuz çalındığı zaman çalınan şampiyonluğu tescilleyip size veren de bu kurullar. Tapelerde yediye beş, altıya dört sözlerini söyleyen sizlersiniz. Dün size hizmet edenler bugün ne oldu da size hizmet etmez duruma geldi. Yoksa ağır cezaların geleceği bilgisini aldınız da ligden çekiliriz diyorsunuz. Zaten, Türkiye Futbol Federasyonu’nu kurullarıyla beraber ayarladınız size ceza verilmedi ama sonuçta bağlı olduğunuz kurullar size layık olduğunuz cezayı verip layık olduğu yere gönderecektir. Bundan hiçbir endişeniz olmasın. Burada basın ve medyanın ahlak ve adalet sınavı verdiğini belirtmek istiyorum. Çünkü adaletsizlikten beslenenlerin kendi lobi güçlerini arkalarındaki holdinglerini ve medya patronlarını kullanıp hem kendi kulüplerini hem de Türk futbolunu çıkılmaz bir batağın içerisine sürüklediklerini kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. O yüzdendir ki bu federasyonunun başkanı ve yöneticilerine de kurullarına da adaletsiz düzenin temsilcileri oldukları için yıllardan beri karşıyız. Ama sizin federasyona karşı gelme gibi bir şansınız yok. Çünkü siz paralelden bahsediyorsanız bu federasyonun başkanı, yöneticileri ve kurulları ile paralel hareket ettiniz, kendi çıkarlarınıza hizmet ettirdiniz. Futbolun bağlı olduğu yurt dışındaki kurullardan her halde tehlikelinin işaretini aldınız ki bugün farklı konulara, farklı mecraları konuları çekmeye çalışıyorsunuz. Biz hep adalettin bahsettik. Temiz tarihimizi temiz olarak sürdürmektir derdimiz. Ama siz bu pisliğin içerisinde hangi mücadeleyi verirseniz verin, size yardım edenlerle beraber o pisliğin içerisinde gömülüp gideceksiniz” ifadelerini kullandı.



“TRABZONSPOR’UN SİYASETLE HİÇ BİR ZAMAN İŞİ OLMAMIŞTIR”



Hacıosmanoğlu, Trabzonspor’un siyasetle hiçbir zaman işinin olmadığını da belirterek, “Trabzonspor’u siyaset ile paralel göstermeye çalışan bu zatı muhterem unutmasın ki Trabzonspor den bizim dönemimizde ne de bizden önce bir siyasi yardım görmemiştir. Bundan sonra da siyasi yardıma ihtiyacı yoktur. Ama sizlerin siyaseti nasıl kullandığınızı yanındaki sahte melekler ve şeytanlarla Trabzonspor’un şampiyonluğu çalındığı zaman bütün güçlerinizi kullanarak nasıl menfaat elde ettiğinizi bütün kamuoyu çok iyi biliyor. Siz burada da profesyonelsiniz ve bunu kullanan biri varsa oda sizsiniz. Biz hiçbir zaman kendi gücümüzün haricinde temiz ve adaletli Türk futbolu adına her zaman doğruları istedik bundan sonra da doğruları istemeye devam edeceğiz. Türk kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalışan, algı yaratmaya çalışan bu insanları namuslu Türk futbol paydaşları hiçbir zaman kabul etmedi bundan sonra da kabul etmeyecek” diye konuştu.



“TÜRK FUTBOLUNU UÇURUMA GETİRDİKLERİNİ YAVAŞ YAVAŞ ANLIYORLAR”



Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:



“Türk futbolunu yönetenlerin böylesine bir pisliği örtbas ederek nereye kadar gideceklerini anlamadan Türk futbolunu uçuruma götürdüklerini herhalde yavaş yavaş anlıyorlar ki onlarda yandaşlarıyla panik haldeler. Trabzonspor’un haklı olduğu bu davasında hem yurt içi hemde yurt dışı girişimlerimizle çok yakın zamanda Trabzonspor sevdalılarının beklediği sonucu namuslu Türk futbolu paydaşlarımızla beraber alacağımızdan kimsenin endişesi olmasın.”



Hacıosmanoğlu, taraftarın istifa söylemleri hakkında ise “İyi oynamazsanız taraftar sizi istifaya çağırır” ifadelerini kullandı.



GÖKMEN ŞAHİN



Hacıosmanoğlu'ndan, Aziz Yıldırım'a sert yanıt

Başbakan Erdoğan, paralel yapıya yüklendi


Balıkesir’de büyük ve coşkulu bir kalabalığa hitap eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Şurada 30 gün kaldı, 30 gün kapı kapı dolaşacağız. Bildiklerimizi bilmeyenlere anlatacağız. Bu arada birileri kapınızı çalabilir. Bunların adı ablaymış. Nasıl ablaysa? Gelip size -AK Parti’nin dışında kime oy verirseniz verin ama AK Parti’ye oy vermeyin- diyebilirler. Onlara -Kusura bakmayın, biz bu ülkede reformları gördük. Siz de hiç arlanma yok mu?- deyin. Siz siyaset yapmak istiyorsanız, partinizi kurun öyle gelin. Onlara şunu söyleyin: ‘Bu ülkede biz başımız örtülü diye okullara gidemiyorduk. Ama şimdi biz başörtülü okullara gidebiliyoruz’. Siz ne istiyorsunuz? Sizin hocanız 28 Şubat’ta başörtüsü için -furuattandır- diyordu” ifadelerini kullandı.



Erdoğan, cemaatin 28 Şubat’ın destekçilerinden olduğunu ifade ederek, “Şu anda Pensilvanya’da kendi ülkesine tuzaklar kuran zat da o yıllarda ülkesini sırtından hançerliyordu. Ne diyordu? ’Beceremediniz, artık bırakın’ diyordu. Başörtüsüne saldırı olan günlerde ‘furuattandı’ diyordu” dedi.



Başbakan Erdoğan, paralel yapıya yüklendi

Karısını ve kızını bıçakla yaraladı


Edinilen bilgiye göre, olay, Tekeli beldesi Hal kompleksinde meydana geldi. Hal kompleksi içinde lokanta işletmeciliği yapan M.F. isimli şahıs, henüz sebebi bilinmeyen bir nedenle karısı E.F. ile tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucunda M.F., eline aldığı bıçakla eşi E.F.’yi iki bacağından da yaraladı. Öfkeli koca, daha sonra kavgayı ayırmak isteyen kızı F.F.’yi de çeşitli yerlerinden yaralayarak, olay yerinden kaçtı. Kavgayı duyan komşuların güvenlik kuvvetlerine haber vermesi sonucunda, olay yerine gelen ambulans ile yaralılar Anamur Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hayati tehlikesi bulunan E.F. acil olarak ameliyata alındı. Yaralı F.F.’nin ise acil serviste gerekli müdahalesi yapılarak tedavi altına alındığı, hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.



Olay yerinden kaçan öfkeli koca ise polis ve jandarmanın başlattığı arama sonucunda, jandarma ekipleri tarafından yakalanarak sorguya alındı. Soruşturmanın devam ettiği bildirildi.



Karısını ve kızını bıçakla yaraladı

Erkek doğan bebek yerine kız bebek verildi


9 Şubat günü Gaziantep’te dünyaya gelen ve raporlara ‘erkek’ olarak geçen Hamey ailesinin bebeği, sağlık gerekçeleri ile özel bir hastanede 10 gün yoğun bakımda kaldı. Yoğun bakım sonrasında çocuğu alarak evlerine götüren Suriyeli talihsiz aile çocuğun altını değiştirmek için açtıklarında kendilerine verilen bebeğin kız olduğunu fark ederek büyük bir şaşkınlık yaşadı. Hamey ailesi daha sonra çocuğun kendilerine ait olmadığını söyleyerek kendilerine kız olarak verilen çocuğu tekrar hastane yetkililerine teslim etti. Hamey ailesi, doğum sonrasında yaşanan karrışıklıkta kaybolan çocuklarının bulunması için yetkililerden yardım bekliyor.



Çocuğu doğum sonrasında karıştırılan ve daha sonra çocuğu kaybolan baba Ahmet Kara Hamey yaşadıkları talihsiz olayı şu şekilde anlattı: “Suriyeliyim. Benim hanım Halep’te hamileydi; bende buradaydım. Onu buraya getirdim doğum yapsın diye. Çocuğumuzun erkek olduğunu biliyordum. Doğumdan önce eşimi Türkiye’ye getirdim. Burada da doğum hastanesine gitti. Ultrasonda çocuk ‘erkek’ gözüküyordu. Filmi çekilmişti. Sonra doğum yaptı. Erkek çocuk dünyaya getirdi. Ben çocuğun cinsiyetini gördüm. Erkek olduğunu gördük. Ben ve hemşerilerim 112 ambulansına koyduk. Çocuğun özel bir hastaneye gitmesi gerekiyordu. Çocuğun yoğun bakıma ihtiyacı olduğu için. Ben bu özel hastaneye gelince yoğun bakım odasına kadar çocuğumla beraber gittim. Bıraktım çıktım ondan sonra. Kapıya gelip belgeleri verdim. Daha sonra çocuk yoğun bakımdan çıktıktan sonra çocuğu aldık eve getirdik. Çocuğun altını temizlemek için açtığımızda baktık ki kız çocuğu çıktı”



Kendilerine hastane tarafından yanlış çocuk verildiğini fark eden Kara Hamey, tekrar hastaneye giderek bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğini hastane yetkililerini söylediğini hatırlatarak, “Ben hastaneye gittim ve onlara benim bebeğimi karıştırdıklarını ve bana yanlış bir bebek verdiklerini söyledim. Bizim bebeğimiz nerde diye sordum. Bize dediler ki bizde bu var. İster al ister alma. O zaman bu bebek bizim olmadığı için bizde bu bebeği istemiyoruz. Arabayla geldiler buraya bebeği verdim onlara. Bizim bebeğimiz de ortada yok. Savcıya da gittim. Polise de gittim. Elimden gelen her şeyi yaptım. Ama 12 gündür bizim bebeğimiz bulunamadı. Ben, annesi, dedesi sinir krizleri geçiriyoruz. Herkesten biz yardım etmesini istiyorum. Bizim çocuğumuz nerede? Çocuğumuzu kaçıran mafya mı her kimse yakalansın” dedi.



Çocuğun hastanede karıştırılması ve daha sonrasında kaybolması ile çocuğun annesinin çok zor günler geçirdiğini kaydeden Ahmet Kara Hamey, “Eşimin durumu çok kötü. İlk günlerde çok üzülüyordu. Şimdi yemeden içmeden kesildi. Bayılıp bayılıp düşüyor. Çok kötü olduk. Ailecek çok kötü durumumuz. Eşim 2-3 günde bir zorla yemek yedirebiliyoruz. İşimden de oldum ben. Çalıştığım yerden de atıldım. Evimiz kira. Bugün çalışma günü ama ben hala evdeyim. Suriye’den getirdiğimiz tüm birikimlerimiz harcadık” diye konuştu.



Kaybolan çocuğun acılı dedesi Yahya Kara Hamey de hükümet yetkililerine seslenerek bir an önce torununun bulunması çağrısında bulundu. Yahya Kara Hamey, “Ben Konya’daydım. Bana erkek bir çocuğumuz olduğu haberi geldi. Bizde çocuğun erkek olduğuna dair doktor raporu da var. Bize çocuğun hasta olduğunu ve özel hastaneye gitmesi gerektiğini söylediler. Çocuk 10 gün yoğun bakımda kaldı. Bize telefon açtılar. Çocuğun iyileştiğini ve gelip almamız gerektiğini söylediler. Ben buradan Türk hükümetine sesleniyorum: kendilerinin bir çocukları kaybolsa ne yaparlardı? Televizyonlarda bir kedinin haberi bile defalarca çıkıyor. Bizim çocuğumuz hayvanlardan daha mı değersiz. Biz Türkmen’iz geldik buraya Türkiye’ye sığındık. Misafiriniziz burada. Misafire böyle mi yapılır?” ifadelerini kullandı.

Kaybolan çocuğun acılı annesinin ise sinir krizleri geçirdiği ve uzun zamandır yemeden içmeden kesildiği öğrenildi.



AHMET ÖZER



Erkek doğan bebek yerine kız bebek verildi

Rum Kesiminde şok!


Kıbrıs Rum Hükümeti’ndeki koalisyon ortağı Demokratik Parti’nin (DİKO) Anastasiadis hükümetinden ayrılmasıyla, partinin dört bakanının bu sabah Bakanlar Kurulu’nda istifalarını Başkan Nikos Anastasiadis’e sunmasının hemen ardından diğer bakanlar da görevinden istifa etti.



DİKO’lu Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis, Savunma Bakanı Fotis Fotiu, Eğitim ve Kültür Bakanı Kiriakos Kenevezos ile Sağlık Bakanı Petros Petridis görevlerinden ilk istifa eden dört bakan oldu. Rum haber kaynaklarına göre, Hükümeti Sözcüsü Hristos Stilyanidis toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, Anastasiadis hükümetinin bütün bakanlarının DİKO’da meydana gelen son gelişmelerin ardından Başbakan’a istifasını sunduğunu söyledi. Stilyanidis, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in kabine yeniden şekillenene kadar bakanlardan 15 Mart’a kadar görevlerinde kalmalarını istediğini ifade etti.



Anastasiadis ise Başkanlık Sarayı’ndan ayrılışında basına yaptığı açıklamada 15 Mart’a kadar kararını vereceğini söylemekle yetindi.



Rum Kesiminde şok!

İtalyan basını: 'İntikam alındı'


UEFA Avrupa Ligi’nde dün oynanan ve Juventus’un, Trabzonspor’u 2-0 yenerek kupadan elemesiyle sonuçlanan maçın ardından İtalyan basını haberlerinde çeyrek finaldeki İtalyan eşleşmesine ağırlık verdi. İtalyan spor basınında Trabzonspor – Juventus maçının yankıları ise şu şekilde:



LA GAZZETTA DELLO SPORT



Kupa maçlarının ilk sayfasında, “Hey Juve, işte tekrardan Mor Menekşeler” başlığı ile veren gazete, içi sayfasında Trabzonspor – Juventus karşılaşması için, “Juventus’un Türk intikamı, şimdi İtalyan derbisi zamanı” başlığı ile verdi. Gazete, “Siyah-beyazlılar hep saldırdı. Maçın skoru ilk maçtaki gibi oldu ancak bu çok daha değerli. Onur Kıvrak gününde olmasaydı Juve 10 gol atmış olabilirdi” ifadelerine yer verdi.



TUTTOSPORT



Gazete maç haberini ilk sayfadan, “Giovinco-Osvaldo, Juve harika” başlığı ile verirken, Juventus takımı için “Süper yedeklerin gecesi ” ifadesini kullandı. Gazete maç öncesi polise tepki göstererek maçı izlemeyen Juventus taraftarı ile ilgili haberinde, “Siyah-beyazlı taraflara kötü muamelede bulunuldu, Juventus UEFA’ya şikayette bulundu. 130 Juventus taraftarı stada giriş sırasında polisin aşırı sert davranışlarına maruz kaldı, kadın taraftarlar da aynı şekilde muamele gördü” diye yazdı.



Tuttospor, Trabzonspor için “Türkler Juventus’un önünde eğildi” ifadesini kullanırken, Hami Mandıralı’nın “Juventus çok güçlü bir ekip ancak ilk maçtaki golümüz verilseydi sonuç farklı olabilirdi” sözlerine yer verdi.



CORRİERE DELLO SPORT



İlk sayfasını UEFA Avrupa Ligi maçlarına ayıran gazete, Juventus ve Fiorentina Başkanları’na da atıfta bulunarak “Elkann&Della Valle Avrupa’da kapışacak” başlığını attı. “Acımasız Juventus Türkleri mağlup etti” ifadesini kullanan gazete, Juventus’un maçın mutlak hakimi olduğunu yazdı ve kaleci Onur’un en az 3 gol kurtararak farkı önlediğini belirtti. Gazete, Trabzonspor için “Takım taraftarlarının coşkusuna uyamadı” ifadesini kullandı.




İtalyan basını: 'İntikam alındı'

CHP’den şok suçlama


TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin 26 Şubat’tan beri demokratik bir hukuk devleti olmadığını savunan Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 26 Şubat tarihinde HSYK Yasası’nı onaylamakla birlikte Türkiye’deki rejim değişikliğini sessizce tasdik ettiğini belirtti.



Kamu görevlilerine de uyarılarda bulunan Öztrak, “Hiçbir kamu görevlisi onun bunun fedailiğine soyunmasın. Herkes Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin memuru gibi davransın. Aksi taktirde üzülen kendileri olur” şeklinde konuştu.



Ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Öztrak, Türkiye’nin en kırılgan ülkeler liginde başa yükseldiğini belirtti. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın İnsan Hakları Raporu’na da değinen Öztrak, raporun Türkiye’ye ilişkin bölümünde yolsuzluk kelimesine 18 defa atıfta bulunulduğunu söyleyerek, “Artık paranın nazlandığı bir dönemdeyiz. Para bolken tolerans da bol olur. Ekonomide, siyasette yapılan hata ve kusurlar çok görülmez. Önümüzdeki 1 yılda dünya piyasalarında ayda 20 milyar dolar çekmek zorunda olan Türkiye ile ilgili bu rapor yabancı yatırımcıların hemen dikkatini çekecektir” ifadelerini kullandı.



CHP’den şok suçlama

Miras kavgası camiyi satılığa çıkardı


Sıddıklar Mahallesi’ndeki caminin arsası 25 sene önce Hasan Zengin tarafından köye bağışlandı. Arsaya köy halkının desteğiyle cami yaptırıldı. Hasan Zengin’in vefat etmesi üzerine iddialara göre iki çocuğu miras konusunda anlaşamadı. İki kardeş babalarından kalan yerleri almak için mahkemeye başvurdu. Mahkeme, Hasan Zengin’in 25 yıl önce köye bağışladığı şu an üzerinde cami bulunan arsayı da 42 bin TL’ye satışa çıkardı. Caminin satılmasını istemeyen köylüler yetkililerden yardım istedi.



Hasan Zengin’in oğlu Mehmet Zengin de konuyla ilgili şunları söyledi:



“Kardeşlerimin kendi aralarında anlaşamaması yüzünden biz mağdur olduk. Cami ve yerlerimiz satışa çıktı. Ne yapacağımızı bilmiyorum. Bu satışların bir an önce durdurulmasını istiyorum. Caminin ve yerlerin mahkemesi 5 yıldır devam ediyor. Kandıra Sulh Ceza Mahkemesi yerlerin tamamını satışa çıkardı. Bu yerlerin içinde cami de var. Bu caminin arsasını babam köye bağışlamıştır. Ama mahkeme bu arsayı ve camiyi satışa çıkardı. Benim babamın mezarında kemikleri sızlıyor.”



Köy halkından Nurettin Zeren de, 1985 yılından beri kadrolu imamları olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu caminin satılmasını istemiyoruz. Mağdur durumdayız. Bu olayı müftülüğe söyledik. Müftülükte bize bir şey demedi. Bu iki kardeşlerin anlaşamaması yüzünden bu cami satılığa çıkmış. Biz camimizin satılmasını istemiyoruz. Biz 25 senedir burada ibadet ediyoruz. Devletten bu konuda yardım bekliyoruz.”



Miras kavgası camiyi satılığa çıkardı

Çanakkale’de yaşayan Erzurumlular şölende buluşacak


Çanakkale’de yaşayan 3 bin Erzurumlu, gerçekleşecek şölenle bir araya gelecek. Çanakkale Erzurumlular Derneği (ÇED) tarafından gerçekleşecek olan şölen, Çanakkalelilere de açık olacak. Erzurum halk oyunlarının profesyonel ekiplerce gösteri halinde sunulacağı ve yerel türkülerin seslendirileceği törende, ÇED’in tanıtımı yapılacak. Çanakkale Erzurumlular Derneği yönetimi,

Erzurumlu olsun olmasın tüm vatandaşları, 8 Mart’ta, 18 Mart Stadyumu yanındaki Kapalı Spor Salonu’nda saat 19.00’da başlayacak etkinliğe davet ettiler.



Çanakkale’de yaşayan Erzurumlular şölende buluşacak

HDI Sigorta ‘Yeşil Ofis Belgesi’ aldı


WWF ile Nisan 2013’te sözleşme imzalayan HDI Sigorta, alt yapı çalışması ile geçirdiği Haziran ayı sonunda programa dahil oldu. Elektrik ve su tüketimini azaltırken çalışanlarını da bilinçlendirmeyi hedefleyen şirket yetkilileri, WWF tarafından verilen 1 senelik sürenin 7. ayında belgeyi almaya hak kazandı. HDI Sigorta Genel Müdürlüğü binasında yapılan Yeşil Parti kutlamasına WWF bünyesinden Genel Müdür ve Mütevelli Heyeti üyesi Engin Şenol, Projeler Yönetmeni Arzu Balkuv ve Kurumsal İlişkiler Yönetmeni Münevver Bayhan katıldı. Tüm HDI Sigorta çalışanlarının yeşil bir aksesuar ile katıldığı törende limonata, yeşil elma, yeşil kurabiyeler gibi ikramlar yer aldı. HDI Sigorta Genel Müdürü Ceyhan Hancıoğlu, Yeşil Ofis Belgesi’ni WWF Genel Müdürü Engin Şenol’un elinden alarak tüm yeşil ofis ekibi ile birlikte pasta kesildi.Şirket içi gönüllü katılımlarla ve ağaç dikimi gibi etkinliklerle desteklenen proje kapsamında HDI Sigorta’nın 7 ayda yapmış olduğu elektrik tasarrufunun 4 kişilik ailenin “41” yıllık elektrik tüketimine denk geldiği görüldü.



HDI Sigorta ‘Yeşil Ofis Belgesi’ aldı

Piezocerrahi yöntemi diş operasyonlarındaki ağrıları engelliyor


Piezocerrahi yöntemi ile dokulara verilen zararı en aza indirerek operasyon sonrası ağrı oranının azaltıldığını belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Burcu Karaduman, kişilerin tedavi sonrası ağrılardan korkmaması gerektiğini söyledi.



İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Burcu Karaduman, “Gömülü yirmi yaş dişleri çekimi sonrası ağrı, şişlik ve ağız açmada güçlük gibi şikâyetler olabilir. Hastalar arasında bu şikâyetler kulaktan kulağa yayılarak korkuya sebep olmakta ve birçok hasta yirmi yaş dişi ağrıdığı veya şiştiği halde çektirmek istememekte. İnsanlar gömülü yirmi yaş dişlerini klasik cerrahi yöntemlerle çektirdikten sonra okullarından, işlerinden ve sosyal hayatlarından geri kalabiliyor” dedi. Karaduman, yeni geliştirilen teknolojilerden biri olan ve İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi bünyesinde de aktif olarak kullanılan piezocerrahi yöntemi ile operasyonlardan sonra bu şikâyetlerin daha az olduğunun gözlemlendiğine değindi. Piezocerrahi’nin ultrasonik mikro titreşimlerle çalışan oldukça hassas bir sistem olduğunu belirten Karaduman, bu mikro titreşimlerin hassas bir şekilde kemiği kesmeyi ve aşındırmayı sağladığını ve yumuşak dokulara zarar vermediğini de söyledi.



Cihazdan çıkan sıvının içindeki şok dalgalarının yara bölgesinde bakteri sayısını azaltarak temizlediğini söyleyen Karaduman, “Operasyon sonrası iyileşmenin daha rahat olduğu gözlemlenmekte ve bahsedilen şikâyetlere daha az rastlanmaktadır. Piezocerrahinin sadece diş çekimi işlemlerinde değil aynı zamanda sinüs kaldırma ve implant operasyonlarında da kullanılabilir” şeklinde konuştu.



Piezocerrahi yöntemi diş operasyonlarındaki ağrıları engelliyor

Ekmeğini paylaşan Suriyeli küçük kız yürek burktu


Görüntülerde Suriyeli küçük kız, dört erkek çocuğuna elindeki ekmek parçasından birer ısırık veriyor.Suriye’deki çatışmalarda 130 bine dayandığı tahmin edilen ölü sayısının yaklaşık 11 bin 500’ü çocuklardan oluşuyor. İngiltere merkezli Oxford Research Group (Oxford Araştırma Grubu) adlı kuruluşun geçtiğimiz aylarda yayımladığı rapora göre, Suriyeli çocukların bir çoğu kendi yaşadıkları bölgelerde bomba ve topçu mermileriyle hayatını kaybetti. 17 yaşın altındaki 11,420 kurbandan 389′unun keskin nişancıların kurşunlarıyla hayatını kaybettiği belirtilen raporda, 764 çocuğun yargısız infaza uğradığı, aralarında bebeklerin de bulunduğu 100′den fazla çocuğun da işkence gördüğü kaydedilmişti. Savaşta ölen erkek çocukların sayısı kız çocuklarınınkinden iki kat fazla. Hedef gözetilerek açılan ateş sonucu en fazla 13-17 yaş grubundaki çocuklar ölüyor.

Üç yıl içinde en fazla çocuğun öldüğü kent Halep. Kentte savaşta toplam 2,223 çocuğun hayatını kaybettiği belirtiliyor.



Ekmeğini paylaşan Suriyeli küçük kız yürek burktu

Hugo Almeida: ‘Fizik gücümü Almanya'ya borçluyum'


Türkiye Futbol Federasyonu Tam Saha Dergisinde Nihat Özten’e Beşiktaş’ın Portekizli yıldız futbolcusu Hugo Almeida açıklamalarda bulundu.



Porto, Werder Bremen ve Portekiz Milli Takımı’ndaki performansıyla dünyanın yakından tanıdığı önemli santrforlardan biri. Ancak golcülüğünün patlama yaptığı takım Beşiktaş oldu. Özellikle bu sezondaki performansıyla kariyerinin en bereketli günlerini yaşıyor. Rakip savunmaları bezdiren fizik gücü, bir kanat oyuncusu gibi top taşıma özelliği ve son vuruş becerileriyle Süper Lig’in gol kralı adayı olan Portekizli, futbol serüvenini TamSaha’ya anlattı.



Öncelikle röportaja seni ve aileni tanıyarak başlayalım.

Portekiz’in tam ortasında diyebileceğimiz bir yer olan Figueira da Foz’da doğdum. Ailemin tek çocuğuyum. Annem bir süpermarkette, babamsa bir kâğıt fabrikasında çalıyordu. Normal diyebileceğim bir çocukluğum oldu.



Ailende futbolla ilgilenen birileri var mıydı?



Babam zamanında amatör olarak futbol oynamış. Ben de ilk başta basketbol oynadım ve atletizmle biraz ilgilendim. Babam bir gün bana “Futbol seçmeleri var, katılmak ister misin?” diye sordu. Ben de deneyebileceğimi söyledim ve seçmelere girdim. Orada kabiliyetimin olduğunu gördüler ve böylece futbola başladım.



Futbola başladığında kaç yaşındaydın? İlk başladığın dönemde de şimdiki gibi santrfor muydun?



Futbola başladığımda 6 yaşındaydım. İlk başladığım dönemde sol açık oynuyordum. Sonrasında uzun boylu olduğum için altyapılarda 1-2 yıl stoper olarak oynadım ama ondan sonra santrfor oynadım ve hep santrfor olarak kaldım.



Naval Maio, Porto ve Uniao Leiria takımlarındaki dönemi biraz anlatır mısın?



Aslında futbola ilk başta doğduğum şehrin takımı olan Grupo Desportivo de Buarcos’ta başladım. Oradan Naval Maio’ya ve 14-15 yaşlarında da Porto’ya transfer oldum. Porto’da kaldığım 3 yıl boyunca her sezonun ilk yarılarını Porto’da, ikinci yarılarını ise Portekiz 1. Ligi’nin önemli takımları olan Uniao Leiria ve Boavista’da kiralık olarak oynadım. O dönemde çok gençtim ve oynamak istiyordum. Bir yandan da Porto beni tamamen bırakmak istemiyordu. Sonuç olarak Porto’da kaldığım 3 yıllık sürenin 1.5 yılını kiralık olarak başka takımlarda, 1.5 yılını da Porto’da oynayarak geçirdim.



Porto kariyerindeki ilk golünü futbola başladığın Naval’a attığını biliyoruz. O gol hakkında ne söylemek istersin?



O durum sonuçta her futbolcunun başına gelebilecek bir olay. Ben de o golü attıktan sonra bir futbolcu olarak içimde bir sevinç yaşamıştım ama elbette bir burukluk da vardı. O yüzden bir sevinç gösterisinde bulunmamıştım. Sonuçta bir zamanlar orada iyi günlerim geçmişti, para kazanmıştım. Ama futbolda gerçek olan tek şey bugündür. Çalıştığınız, size sahip çıkan ve bütünü ile imkânlarını sunan kulüptür asıl olan. Sonuçta hayat devam ediyor.



Porto’da 3 yıl boyunca kiralık olarak gidip geldikten sonra yurtdışı transferi yaparak Almanya’nın Werder Bremen takımına kiralık gittin. Werder Bremen’e kiralık gidişini ve sonrasında bonservisinin alınma sürecini bize anlatır mısın?



Aslında kiralık giderken ilk başta opsiyonlu bir sözleşme imzaladım. Eğer istedikleri şartlar yerine gelirse kontratım otomatik olarak Werder Bremen’e geçecekti. Yani beni satış opsiyonlu olarak kiralamışlardı. Kiralık oynadığım dönemde benden memnun kalınca da kalmamı istediler ve sözleşmedeki opsiyon hakkını kullanarak takımda kalmamı sağladılar. O dönemde 21 yaşında genç bir oyuncuydum ve Werder Bremen’de kaldığım süre içerisinde çok şey öğrendim. Orada çalıştığım insanlar çok profesyonel, işine sadık kişilerdi ve bana da çok yardımcı oldular. Oradaki zamanım çok hızlı geçti. O ara ilk çocuğum dünyaya geldi. Benim için hem gençlik çağları hem de hayata yeni yeni adım attığım dönemler olduğu için çok özel günlerdi.



2006-2010 arasında Bundesliga’nın önemli takımlarından birinde oynadın. Almanya’da geçirdiğin dönemin kariyerinin gelişimine ne gibi etkileri olduğunu düşünüyorsun?



Dediğim gibi o dönemde çok gençtim. İlk zamanlarda genç olmanın heyecanı vardı ama sonra heyecan yavaş yavaş geçince daha iyi adapte olmaya başladım. Almanya ile Portekiz arasında hemen her şey birbirinden farklıydı. Değişik bir kültür, değişik bir futbol anlayışı, saha içinde ve dışında büyük farklılıklar vardı. Alman futbolunda fizik güç çok daha ön plana çıkıyordu. Antrenmanları dayanıklılık üzerine yapıyorduk. Portekiz’de daha çok topla, taktik antrenmanlar yaparken, Almanya’da ağırlıklı olarak fizik güç üzerine antrenmanlar yapıyorduk. Bu da benim için büyük bir değişiklikti. Genç yaşta bu etapları geçmek benim için çok büyük bir futbol ve hayat dersi oldu. Bir santrforun fizik gücünü sahaya nasıl yansıtması gerektiğini Almanya’da öğrendim diyebilirim. Werder Bremen’de oynadığım dönemdeki hocam Thomas Schaaf’a da ayrı bir parantez açmak istiyorum. Kendisi bana her zaman inandı ve güvendi. Bana yaptığı katkılardan dolayı da buradan kendisine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.



Beşiktaş’ın teklifini kabul etmende hangi etkenlerin katkısı oldu? Buraya gelmeden önce Türkiye ve Türk futbolu hakkında neler düşünüyordun? Sonrasında bu düşüncelerinde ne gibi değişimler oldu?



Tabii ki Türkiye’den ilk teklif geldiğinde o zamana kadar sadece Portekiz ve Almanya’da oynamış bir insanın kafasında soru işaretleri beliriyor. İlk başta, “Olur mu? Nasıl olur?” gibi düşünceler vardı. Ama kulübün beni ısrarla istiyor olması, benim Beşiktaş’ta büyük işler gerçekleştireceğime inanmaları gelmem konusunda etkili oldu. Buraya geldikten sonra da zaten tesislerdeki kaliteyi, çalışmaları ve oluşturulan ortamı gördükten sonra ilk baştaki tereddütlerim ortadan kalktı. Dışarıdan insanlar tabii ki değişik düşünceler içinde olabilir ama Türkiye’de iyi oyuncular ve takımlardan oluşan çok gelişmiş bir lig var. Mücadele üst düzeyde ve bence Avrupa’daki liglerden geri kalır hiçbir yanı yok.



Portekiz ile Türkiye arasında insan yapısı ve hayat tarzları arasında ne gibi farklılıklar var?

Aslına baktığınızda dünyada çok büyük farklılıklar yok. Portekizliyim, uzun zamandır da Türkiye’de yaşıyorum. Bu süre zarfında Türk insanını tanıma fırsatım oldu. Yakın arkadaşlarım da oldu. Dünyanın neresine giderseniz gidin; ister İngiltere’ye, ister Almanya’ya, insanlar hayatlarını sürdürmek için çalışıyor. Sosyal hayatları üç aşağı-beş yukarı yaptıkları işe göre değişiyor. Sadece Türk insanının Portekizlilere göre biraz daha çalışkan olduğunu söyleyebilirim. Bildiğiniz gibi Avrupa’da son dönemde krizler oldu ve bu krizler insanların hayatlarını çok etkiledi. Ama insanların günlük iş hayatları bir bakıma sosyal hayatları oluyor. Portekiz’de de Türkiye’de de insanlar çalışıyor ve çalıştıkları çevrelere göre sosyal hayatları var. Bana genel olarak biraz monoton ve renksiz geliyor. Her yerde hayat aynı tempoda devam ediyor. Portekiz ve Türkiye’yi karşılaştırdığımda en büyük farkın din olduğunu söyleyebilirim. İş ve sosyal hayatların benzerliği dışında iki ülke arasındaki fark din. Birinde Hıristiyanlık, birinde ise Müslümanlığın sosyal yaşantıdaki etkileri farklılık gösteriyor.



Peki yaşadığı ülkenin sosyal sorunlarını biliyor ve onlarla ilgileniyor musun? Bir yabancı da olsan yaşadığın ülkede bir takım olaylar gelişiyor. Ayrıca Beşiktaş taraftarının futbolun dışındaki sosyal hayatı futbola taşıdığı yönünde bir algı var. Taraftarın bu konuda ön plana çıkması futbolcuları etkiliyor mu?



Aslında sosyal sorunlar dünyanın her yerinde yaşanıyor. Bir Portekizli olarak Almanya’da da oynadım. Dışarıdan baktığımda bu sorunları çok normal görüyorum. Biz de Portekiz’de bir çok sorun yaşıyoruz. Her geçen gün hayat şartları biraz daha zorlaşıyor. Devletlerin yaptığı bazı şeyler, bazı vatandaşların hoşuna gitmiyor ve protestolar oluyor. Her gün zamlar geliyor, kazanılan ücretler her geçen gün aşağıya doğru çekiliyor. Bunlar her yerde olan şeyler asılında. Bence bunları saha içine taşımak futbol seyircisine yakışan şeyler değil. Futbol seyircisi her zaman futbolun içinde kalmalı. Stadyum içinde bütün ilgi odağı futbol olmalı. Taraftarlar ve futbolcular sadece futbola konsantre olmalı. O insanlar oraya futbol izlemek için gelmiş, futbolcular profesyonel olarak yaşıyor ve hayatlarını bu işten kazanıyor. İnsanların politik görüşleri, düşünceleri farklı olabilir. Herkes istediği şeyi de düşünebilir ve onun peşinden koşabilir. Ama bunun tamamen futbolun dışında kalması, iki şeyin birbirine karıştırılmaması gerekiyor.



Beşiktaş’taki 3.5 yıllık kariyerinin en verimli dönemini yaşıyorsun. Galatasaray ve Kasımpaşa maçlarında attığın goller de geçerli olmamasına rağmen gol krallığı yarışında ilk sıralarda yer alıyorsun. Geçmiş sezonlara oranla bu sezonki başarını neye bağlıyorsun?



Hayat diyebiliriz, futbol diyebiliriz. İşler zaman zaman yolunda gider, zaman zaman da gitmez. Bu sezon bu kadar başarılı olmamın nedeni olarak takımı gösterebilirim. Yani benim başarım takım arkadaşlarımın yardımlaşması ve bütünlüğüdür. Sonuçta ne kadar çok pas gelirse bir santrforun gol atması o kadar kolay oluyor. Ama şu dönemde gerçekten çok mutluyum. En iyi ve mutlu sezonlarımdan birini yaşıyorum. Bana duyulan güven de ayriyeten beni öne doğru itiyor. İnsan desteklendiği zaman çok fazla çalışmak ve kendini göstermek istiyor.



Birlikte oynamaktan en çok keyif aldığın oyuncular kimler?



Sadece benim için değil, herkes için geçerli olan bir durum var. Birbirini tanıyan oyuncular her zaman birbirini daha iyi tamamlar. Sizi tanıyan oyuncularla oynamak çok daha kolaydır. Ne zaman nereye koşu yapacağınızı, ne zaman nerede olacağınızı bilirsiniz. Öyle özel bir isim yok. Takımdaki tüm arkadaşlarla oynamaktan keyif alıyorum.



Daha öncesinde Simao, Quaresma gibi Portekiz Millî Takımı’ndan arkadaşlarınla birlikte oynadığın dönemde bugünkü kadar başarılı değildin. Ama şimdi Gökhan Töre, Olcay, Oğuzhan gibi oyuncularla birlikte daha verimlisin. Bunun hakkında ne dersin?



Her oyuncu, özellikle hücum oyuncuları büyük oyuncularla oynamak ister. Ama sizin dediğiniz gibi biz burada ünlü oyuncularla oynadığımız zaman işler bu kadar iyi gitmedi. Şu anda da çok yetenekli ve genç oyuncularla beraber oynuyoruz. Takım olarak birbirimizi tamamlıyoruz. Belki de en büyük avantajımız bu. Örneğin Gökhan Töre çok yetenekli ve büyük bir potansiyeli var. İlerleyen yıllarda belki de Türk futbolu için önemli bir yıldız olacak.

Spor Toto Süper Lig’de kendi mevkiinde oynayan hücum oyuncularından kimleri, hangi özelliklerinden dolayı beğeniyorsun?

Biraz önce dediğim gibi Süper Lig’de çok iyi oyuncular ve bunların arasında çok da başarılı ve tecrübeli hücum oyuncuları var. Bu oyuncular kendi takımlarına da büyük katkılar yapıyor. Ama ben burada isim söylemeden, biraz bencil olmak istiyorum. Benim için en iyisi bizim takımımızda olan hücum oyuncuları. Çünkü o iyi diyeceğimiz oyuncuları buraya getirip ikili üçlü kombinasyonlar yapamayacaksak, en iyisi bizim elimizde olan oyunculardır.



Türkiye’de seni zorlayan bir defans oyuncusu var mı?

Böyle bir oyuncu yok.



Werder Bremen’de oynadığı dönemdeki hocan Thomas Schaaf’ın sana önemli katkılar yaptığını söylemiştin. Peki onun dışında çalıştığın teknik direktörler arasında seni etkileyen ve futboluna katkı yaptığını düşündüğü isimler var mı?



Aslında her çalıştığınız teknik direktör size bir şeyler öğretiyor. Ancak gençlik dönemlerinde çalıştığınız teknik direktörler biraz daha kalıcı izler bırakabiliyor. Mourinho olsun, Schaaf olsun benim gençlik dönemime denk geldiği için daha derin izler bıraktılar. Ama dediğim gibi her çalıştığımız teknik direktörden bir şeyler öğreniyoruz.



Peki Bilic’in sence takıma ne gibi katkıları oldu? Bilic’in Beşiktaş’ta çalıştığın diğer teknik adamlardan ne farkı var?



Bilic, her hoca gibi kendi fikirleri, çalışma düzeni ve sistemi olan bir teknik direktör. Aslında bir çok teknik direktörle çalıştığımız için bir zaman sonra bu tarz değişikliklerine alışıyoruz. Her yeni gelen teknik direktör kendi sistemini, kendi çalışma düzenini, kendi metotlarını uygulamak ister. Bilic de bu bakımdan pek farklı değil. Yakın zamana kadar futbol oynamış, yakın zamanda bırakmış sayılır. Bu yüzden futbolcunun dilinden iyi anlıyor. Biz de takım olarak onun metotlarına uyum sağlamaya çalışıyoruz. Şu ana kadar da her şey yolunda gidiyor. Umarım bundan sonra da böyle devam eder.



Portekiz, Almanya ve Türkiye liglerini yakından tanıyorsun. Sence bu üç ligin birbirinden farkları nelerdir?



Futbol aslında kültür gibi, dil gibi ülkeler arasında farklılık gösteriyor. İnsanlar farklı kültürler ürettiği, farklı diller konuştuğu gibi futbol da ülkeler arasında değişiklik gösteriyor. Bu bazı ülkelerde fizik gücün, bazı ülkelerde teknik oyunun ön planda olması gibi bazı ülkelerde de tempolu ve temposuz futbol olarak kendini gösteriyor. Alman ligini çok beğeniyorum, bence çok iyi bir lig. İngiltere liginden sonra dünyanın en iyi ikinci ligi olduğunu söyleyebilirim. Türkiye ligi de sürekli gelişmekte olan bir lig. Zaten belli bir düzeye geldi ve gelişmeye de devam ediyor.



Sahaya yansıyan oyunun dışında bu üç ülkedeki futbolcu-medya, futbolcu-taraftar ve futbolcu-yönetici ilişkileri arasında ne gibi farklılıklar görüyorsun?



Medya-futbolcu ilişkisinin her ülkede aynı olduğunu söyleyebiliriz. Kötü ya da iyi bir şey söylenmesi gerektiğinde ilk söyleyen onlar oluyor. Yönetimle futbolcu arasındaki ilişkilere gelince, Türkiye ve Portekiz’e nazaran Almanya’da daha şeffaf yönetici profilleri var. Daha çok özen gösteriyorlar. Taraftar olarak baktığımızda ise tabii ki Almanlar da futboldan haz ediyorlar, Portekizliler de çok seviyor ama en ateşli taraftarlar Türkiye’de.



Dünya Kupası’nda Almanya, ABD ve Gana ile aynı grupta yer alıyorsunuz. Gruptaki ve şampiyonadaki şansınızı nasıl değerlendiriyorsun?



Çok zor bir gruba düştük. İlk maçımızı Almanya gibi şampiyon olma ihtimali yüksek bir takımla oynayacağız. Ülke olarak şu an tek düşüncemiz gruptan çıkabilmek. Gruptan çıkmamız bizim için bir başarı olacaktır. Ondan sonrasında her şey şampiyonluğa kadar doğal olarak gelişebilir. Kendi açımdan baktığımda ise şu an için orada olabilmek adına her zaman olduğu gibi elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Dünya Kupası kadrosunda yer alır mıyım, yer alırsam ilk 11 oynar mıyım, yedek mi otururum, bunların hepsi teknik direktörün bileceği işler. Açıkçası çok fazla düşünüp kafa yormuyorum. Teknik direktörümüz en iyisini düşünecek ve uygulayacaktır.



Hugo Almeida: ‘Fizik gücümü Almanya'ya borçluyum'

Yazıcı:'Kimin heybesine katkı sağladıklarına dikkat etsinler'


Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, son günlerde Türkiye’nin hiç hak etmediği olayları yaşadığını ifade ederek, ’”Bu olayların failleri kimlerse, bu yaptıklarının kime fayda sağladığını, kimin heybesine katkı sağladığını çok iyi idrak etmeli’’ dedi.



Bakan Hayati Yazıcı, bazı ziyaretlerde bulunmak ve Kayseri Ticaret Odası’nın düzenlediği geceye katılmak için Kayseri’ye geldi. Bakan Yazıcı, ilk olarak Kayseri Valisi Orhan Düzgün’ü makamında ziyaret etti. Vali Düzgün tarafından Valilik girişinde karşılanan Bakan Yazıcı, Valilik Şeref Defteri’ni imzaladı. Yazıcı, Kayseri denince akla ekonomi ve ticaretin geldiğini, Kayserili denince de ekonomiyi ve ticareti en iyi yapan insanların geldiğini ifade etti.



Vali Orhan Düzgün’ü ziyaretinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplayan Yazıcı, Türkiye’nin hiç hak etmediği olayları yaşadığını belirterek, ’’Türkiye hiç hak etmediği süreçlerden geçiyor. Bunun failleri kimlerse, bu olayların, bu yaşananların kime fayda sağladığını, kimin heybesine katkı sağladığını çok iyi idrak etmeli. Bizim milletimiz feraset sahibidir. Bu olup bitenleri ölçüp tartıp biçerek tavrını demokratik yollarla belli eder. Önümüzde önemli bir seçim var. Elbette ki milletimiz olup bitenleri ölçüp biçerek hem Türkiye’yi hem de gelecek nesilleri düşünerek, Türkiye’nin büyük devlet olgusundan da hareketle, etkin pozisyonuna daha da güç katmak ölçeği doğrultusunda bunu takdir edecektir’’ diye konuştu.



Bakan Yazıcı, ’’Hukuk kurallarının ihlal edildiği, kişisel hakların çiğnendiği, hele hele bu yapılanları tasnif ettiğinizde sözü geçen kişilerin kul hakları konusunda daha hassas olmaları gerekirken, bu beklenti herkeste hakimken, modern dünyada insan hakları, Allah’ın tarifiyle kul hakkıyla alakalı alanları da ihlal edici boyutları, çerçeveyi içeren eylem biçimlerinin hedeflere yönelik yöntemleri pervasızca hak hukuk gözetmeden, kul haklarını dikkate almadan icra ediyor olmasını ibretle izliyoruz. Elbette ki bunların hukuk dilinde, hukuk düzeninde hesabı vardır, hesabı sorulur. İnanıyoruz ki Allah da bunun hesabını soracaktır’’ ifadelerini kullandı.



Bakan Yazıcı’nın Kayseri Valisi Orhan Düzgün’ü ziyaretinde AK Parti Kayseri Milletvekili Ahmet Öksüzkaya, AK Parti İl Başkanı Ömer Dengiz, Kayseri İl Emniyet Müdürü Mustafa Aydın ve diğer yetkililer de hazır bulundu.



Yazıcı:'Kimin heybesine katkı sağladıklarına dikkat etsinler'

Genelkurmay’dan ‘patlama’ açıklaması


Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Abalı Jandarma Karakol Komutanlığı’nın yeni hizmet binası inşaatında çalışan işçileri taşıyan sivil bir aracın Diyarbakır’ın Lice Tuzlaköy bölgesinde Diyarbakır istikametine intikali esnasında 20 metre kadar önünde patlama meydana geldiği belirtilerek, “Olayda ölen ya da yaralanan olmamış, aracın ön kısmında hasar meydana gelmiştir. Patlamanın etkisiyle asfalt kaplama yolda 1 metre derinliğinde, 3 metre genişliğinde çukur oluşmuştur” denildi.



Açıklamada, Lice Cumhuriyet Savcısı’nın talimatı ile adli tahkikata başlandığı kaydedildi.



Genelkurmay’dan ‘patlama’ açıklaması

Ambulans helikopter sahaya inince maça ara verildi


Ambulans helikopterin stadyuma inmesi üzerine ortaokullar arasında oynanan maça bir süre zorunlu ara verildi.Ortaca İlçesi’nde erken doğum tehlikesi olan 6 aylık hamile Şükran Akkuş’un, sağlığının risk seviyesine gelmesi üzerine Sağlık Bakanlığı ile irtibata geçen hastane yetkilileri, 22 yaşındaki Şükran Akkuş’un Antalya Akdeniz Üniversitesine sevki için Ambulans Helikopter istedi. 27 Şubat Perşembe günü öğle saatlerinde Ortaca Ahmet Ateş Stadyumuna inen ambulans helikopter Şükran Akkuş’u alarak Antalya’ya götürdü. Ambulans helikopterin stadyuma inmesi üzerine ortaokullar arasında oynanan maça bir süre zorunlu ara verildi.



Genç Anne Şükran Akkuş’un 6 aylıkken erken doğum yapacağını bildiren Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Gül Biteker; “ Şükran hanım 6 aylık gebeliği olan bir hastamızdır. Bebeğin çok küçük olması ve suyu geldiği için doğum yapacağından hava ambulansı ile göndermeyi uygun bulduk. Karayolu ile gitmesi mümkün değildi. Annenin sağlık durumu iyi olmasına rağmen bebeği yaşatmak için tam teşekküllü Antalya’da bulunan Özel Anadolu Kadın Doğum Hastanesi’ne göndermemiz gerekiyordu”.dedi.



Genç annenin eşi Özcan Akkuş ise doğumla ilgili verdiği bilgide ise; “ Biz eşim ile 6 ay önce evlendik. İlk bebeğimiz olacaktı. Sabah eşim rahatsızlandığı için devamlı Kadın Doğum Uzmanı Op.Dr. Gül Biteker kontrolü altında olması nedeniyle yapılan kontrolde erken doğum teşhisi kondu. Karayolu ile gitmesi sakıncalı görünüp, hava ambulansı istedi. Doktorumuz Op.Dr. Gül Biteker’in isteği üzerine Antalya’da bulunan Özel Anadolu Kadın Doğum Hastanesi’ne gönderildi. Bende karayolu ile eşimin başına gitmek için yola çıkacağım”dedi.



ALİ OSMAN KILIÇ



Ambulans helikopter sahaya inince maça ara verildi

Türkiye’nin ilk imitasyon müzesi açılıyor


Tekkeköy Belediyesi, Karadeniz’deki ilk insan yerleşkesi olarak bilinen Tekkeköy Mağaraları’ndaki tescilli üç tarihi Rum evindeki restorasyon çalışmalarını tamamladı. Restorasyon çalışmalarının ardından çevre düzenlemesi ve o dönemin yaşayışını anlatan heykeller alana yerleştirildi. Müze ev olarak tasarlanan bina içine o dönemde kullanılan ok uçları, mızraklar, kesiciler, taş baltalar, kemikten yapılmış malzemeler, paleolitik, mezolitik, ilk tunç, Hitit ve frig dönemlerindeki çeşitli imitasyon materyaller ve heykeller yerleştirildi.

Tekkeköy Belediye Başkanı Hayati Tekin konuya ilişkin yaptığı açıklamada,



“Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi adı altıda yapmış olduğumuz projelerle Tekkeköy Mağaraları’nı tüm dünya tanıyacak. Karadeniz’deki ilk insan yerleşkesi olan Tekkeköy Mağaraları çevre düzenlemesinin ardından Rumlardan kalma tarihi üç evimizin de restorasyon çalışmalarını tamamladık. İlk evimiz konuk ağırlama ve müze kafe olacak. İkinci evimiz ise Türkiye’nin ilk İmitasyon Müze Evi olarak hizmet verecek. Müze ev içerisinde paleolitik, mezolitik, ilk tunç, Hitit ve Frig dönemlerinde kullanılan materyallerin imitasyonları sergilenecek. Üçüncü evimiz ise hediyelik eşya reyonu ve el ürünleri satış reyonu olacak. Yine bu yıl yabancı arkeolog grubu burada kazı çalışması başlatacak. Alan içerisindeki tüm çalışmalarımız tamamlandığında buraya dünyanın dört bir yanından turistler akın edecek. Tüm dünya Tekkeköy Mağaraları’nı ve ilçemizi tanıyacak. Tekkeköy Mağaraları içerisine yaptığımız park ilçe merkezindeki vatandaşlarımızın rahat nefes alabilecekleri ve ailesiyle güzel bir hafta sonu geçirecekleri muhteşem bir yer oldu. Kamelyaları, barbeküleri, spor alanları, çeşmeleri, mescidi ile Tekkeköylü vatandaşlarımızın misafirlerini ağırlayacağı tarih ve doğanın büyüleyici güzelliği içinde hoşça vakit gerecekleri bir yer haline geldi” dedi.



Başkan Tekin açıklamasını, “Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi Müze Evi Türkiye’nin ilk imitasyon müzesi açılışımız 1 Mart 2014 Cumartesi günü saat 13.00’te yapılacak. Açılışımıza tüm halkımızı davet ediyorum” şeklinde tamamladı.



Türkiye’nin ilk imitasyon müzesi açılıyor

Tarım ve gıdada dış ticaret fazlası verildi


Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarım ve gıdada Ocak ayında ihracatın, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,3 artarak 1 milyar 407 milyon 946 bin dolardan 1 milyar 580 milyon 467 bin dolara yükseldiğini, ithalatın ise yüzde 0,8 azalarak 947 milyon 475 bin dolardan 939 milyon 893 bin dolara indiğini belirtti.



Bayraktar, Ocak ayında genel ihracatın yüzde 8,6 artarak 11 milyar 481 milyon 992 bin dolardan 12 milyar 472 milyon 504 bin dolara çıktığını, genel ithalatın ise yüzde 2,6 artışla 18 milyar 802 milyon 329 bin dolardan 19 milyar 291 milyon 726 bin dolara yükseldiğini bildirdi.



-FASILLAR İTİBARIYLA İHRACAT, İTHALAT RAKAMLARI-

Fasıllar arasında 2014 yılı Ocak ayında oransal olarak en fazla ihracat artışının yüzde 317,5 ile hububatta görüldüğünü, bu ürünü yüzde 139,1 ile canlı hayvan, yüzde 73,8 ile tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş maddelerin izlediğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Hububat ihracatı 4 milyon 388 bin dolardan 18 milyon 320 bin dolara, canlı hayvan ihracatı 508 bin dolardan 1 milyon 215 bin dolara, tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş madde ihracatı 62 milyon 919 bin dolardan 109 milyon 360 bin dolara çıktı.



Ocak ayında 78 milyon 692 bin dolarlık süt ürünleri, yumurtalar, tabii bal, diğer yenilebilir hayvansal menşeli ürünler, 98 milyon 174 bin dolarlık yenilen sebzeler ve bazı kök ve yumrular, 102 milyon 776 bin dolarlık değirmencilik ürünleri, malt, nişasta, inülin, buğday glüteni, 151 milyon 246 bin dolarlık hububat, un, nişasta veya süt müstahzarları, pastacılık ürünleri, 176 milyon 91 bin dolarlık sebzeler, meyveler, sert kabuklu meyveler ve bitkilerin diğer kısımlarından elde edilen ürünler ihracatı yapıldı.



-MEYVE İHRACATINDA DÜŞÜŞ-

En büyük ihracat kalemi yenilen meyveler ve yenilen sert kabuklu meyveler ihracatının yüzde 14,6 düşüşle 389 milyon 82 bin dolardan 332 milyon 171 bin dolara indi. Etler ve yenilen sakatat ihracatı yüzde 9,1 azalmayla 56 milyon 517 bin dolardan 51 milyon 387 bin dolara, hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar, yemeklik katı yağlar ihracatı yüzde 5,9 düşüşle 104 milyon 175 bin dolardan 98 milyon 62 bin dolara indi.



İthalatta en fazla artış yüzde 138,9 ile meşrubat, alkollü içkiler ve sirkede, yüzde 121,9 ile şeker ve şeker mamullerinde görüldü. En fazla ithalat 201 milyon 840 bin dolarla hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar, yemeklik katı yağlarda, 151 milyon 950 bin dolarla hububatta yaşandı.”



Tarım ve gıdada dış ticaret fazlası verildi

İşte Trabzonspor-Fenerbahçe maçının tarihi


Spor Toto Süper Lig’in 24. ve 25. hafta programları açıklandı. 8, 9 ve 10 Mart’ta oynanacak 24. hafta ile 14, 15, 16 ve 17 Mart’ta oynanacak 25. hafta karşılaşmalarının programı şöyle:



24. HAFTA



08 Mart Cumartesi



13.30 Sanica Boru Elazığspor – Kasımpaşa



16.00 Bursaspor – Kardemir Karabükspor



19.00 Kayseri Erciyesspor – Torku Konyaspor



19.00 Galatasaray -Akhisar Belediyespor



09 Mart Pazar



13.30 Gençlerbirliği – Sivasspor



13.30 Gaziantepspor – Kayserispor



16.00 Medical Park Antalyaspor – Çaykur Rizespor



19.00 Beşiktaş – Eskişehirspor



10 Mart Pazartesi



20.00 Trabzonspor – Fenerbahçe



25. HAFTA



14 Mart Cuma



20.00 Kardemir Karabükspor – Galatasaray



15 Mart Cumartesi



13.30 Kasımpaşa – Gençlerbirliği



16.00 Akhisar Belediyespor – Medical Park Antalyaspor



19.00 Çaykur Rizespor – Beşiktaş



16 Mart Pazar



13.30 Torku Konyaspor – Gaziantepspor



13.30 Eskişehirspor – Sanica Boru Elazığspor



16.00 Sivasspor – Trabzonspor



19.00 Fenerbahçe – Kayseri Erciyesspor



17 Mart Pazartesi



20.00 Kayserispor – Bursaspor



İşte Trabzonspor-Fenerbahçe maçının tarihi

Bakan Güllüce: ‘Esatpaşa ve örnek mahallesinin tapu sorununu çözeceğiz’


Ataşehir’in kronik hale gelen tapu, imar ve mülkiyet sorunlarını istişare etmek için düzenlenen toplantıya, İlçe Başkanı Naim Yağcı, Kadın Kolları Başkanı Pınar Hacıbektaşoğlu, Gençlik Koları Başkanı Mustafa Kiraz ve çok sayıda partili katıldı. AK Parti Ataşehir Belediye Başkan Adayı Nimetullah Topu yaptığı konuşmada, “Ataşehir 2008 yılında kurulmuş bir ilçedir.



Dolayısıyla sorunlu bölgelerden oluşmuş bir ilçedir. 5 yıllık CHP belediyesinde bırakın sorunları çözmeyi üstüne sorunlar eklenmiş bir ilçedir. İnşallah bizim dönemimizde Ataşehir haketiği hizmeti alacaktır. Örnek, Esatpaşa, Yeni Çamlıca, Mustafa Kemal ve Aşık Veysel mahallerinin imar, tapu ve mülkiyet sorununu; İçerenköy’ün yeşil alan sorununu 30 Mart sonrası AK Parti Ataşehir Belediyesi olarak, Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Kadir Topbaş ve Çevre-Şehircilik Bakanımız Sayın İdris Güllüce ile el ele vererek çözeceğim. Yeni dönemde Ataşehir’in kaybedilmiş 5 yılını telafi edecek ve birikmiş bütün sorunlarını çözeceğiz.”



Daha sonra söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, “Nimetullah Topu bey inşallah 1 Nisan günü Ataşehir belediye başkanımız olacak. Ben bir koordinatör olarak, yetkimde olsa da olmasa da; bakanlığıma bağlı olsa da olmasa da, Ataşehir’in her sorunu için alnımın son terine kadar koşturacağıma söz veriyorum. Biz sizlerin aranızdan çıktık. En alt kültürden, okula yürüyerek giden insanların arasından çıktık. Sizi en iyi biz biliriz. Sorununuz çözülecekse sadece biz çözeriz. Ben yapamayacağını hiçbir yerde söylemeyen bir insanım. Bana hiç kimse diyemez ki sen şu işi söz verdin de yapmadım. Ama yapacağım dersem de yaparım. Bir taraf olunacaksa, biz sizden yana oluruz. TOKİ’nin, müteahhidin şunun bunun yanında değil sizin yanınızda oluruz.



Fikirtepeyi hepiniz biliyorsunuz. Kangren olmuş bir yerdi. Günlerce çalıştık ve bir noktaya geldik. Aynı şeyi burası için söylüyorum. Esatpaşa ve Örnek mahallesinin tapu sorununu çözeceğim. Ben söz verirsem yaparım. Uğraşırız, didiniriz, çaba sarf ederiz. Hüner yapamayacağın şeyi konuşmamaktır. Hüner yapacağın işi konuşmaktır. Biz ikinciyi yapacağız” diye konuştu.



Bakan Güllüce: ‘Esatpaşa ve örnek mahallesinin tapu sorununu çözeceğiz’

Atanamadı, bunalıma girdi, av tüfeğiyle intihar etti


Olay, kent merkezi Derviş Sarabil Caddesi’ndeki bir apartmanın 1. katında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bunalıma giren Gamze Filiz Aslan (35), kendini av tüfeği ile çenesinden vurarak hayatına son verdi. Sinop Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırılan Aslan’ın cenazesi, otopsi için Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.



Aslan’ın intihar ettiği sırada ailesinin dışarıda olduğu, evde sadece yatalak anneannesinin bulunduğu öğrenildi. Aslan’ın geçen yıllarda İstanbul’da bir özel dershanede görev yaptığı, ancak daha sonra işten çıkartıldığı için memleketi Sinop’a gelerek KPSS’ye çalıştığı öğrenildi. 2002 yılında Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kimya Bölümü’nden mezun olan Gamze Aslan’ın 2013 yılı KPSS puanının 57.33,682 olduğu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da bulunan illeri tercih ettiği ancak atanamadığı kaydedildi.



Atanamadı, bunalıma girdi, av tüfeğiyle intihar etti

'Genç Kalemler Hikâye Yarışması' sonuçları açıklandı


Bakanlığın, gençlerin kültür ve sanat bilincini, sadece popüler olandan yola çıkarak değil, kendi geçmişi ve milli kültürüne odaklanarak edinebilmesi katkı sağlamak amacıyla her yıl düzenlediği yarışmada, gençler bu yıl iki farklı kategoride yarıştı.Birinci kategoride 14 – 19 yaş aralığındaki ortaokul ve lise öğrencileri yarışırken, ikinci kategoride 20 – 29 yaş arasındaki gençlerin yarıştığı projede 1. Kategoride Yunus Emre Günel ‘Domuz’ adlı eseriyle birinci olurken, 2. kategoride ise Cem Tecimer Bimen ‘Efendi’nin Hicazı’ hikayesi ile birinciliği kazandı.

Yarışmada, birincilere dizüstü bilgisayar, ikincilere akıllı cep telefonu verilirken, üçüncüler ise tablet bilgisayar ile ödüllendirilecek.



'Genç Kalemler Hikâye Yarışması' sonuçları açıklandı

Sedat Özsoy:'Sorunları birlikte çözeceğiz.'


Mahalle ve salon toplantılarının yanı sıra site toplantılarıyla da halkla buluşmaya devam AK Parti Sarıyer Belediye Başkan Adayı Sedat Özsoy, AK Parti Sarıyer İlçe Başkanı Hüseyin Özdemir’le birlikte Yeni Uyum Yapı Kooperatifi Sitesi sakinleriyle bir araya geldi. Site sakinlerinin ilgi gösterdiği toplantıda bir konuşma yapan Kooperatif Başkanı Vecihe Korkmaz, komşuları adına mahkeme kararının Yargıtay tarafından onanmasından sonra devreye girerek sitedeki 14 blokun yıkım işlemlerini ertelediği ve sorunlarıyla yakından ilgilendiği için AK Parti İlçe Başkanı Hüseyin Özdemir’e teşekkür etti.



AK Parti Sarıyer İlçe Başkanı Hüseyin Özdemir de, Sarıyer’de ne tür sorun varsa onu çözmeye talip olduklarını belirterek “AK Parti milletin derdiyle dertlenen bir kurum. Bu nedenle sitedeki yıkımı şimdilik sadece erteledik. İnşallah ilçe belediye başkanımız Sedat Özsoy ve hükümetimizle birlikte bu sorunu tam çözerek sizleri huzura kavuşturacağız” dedi.



“SİTELERİN SORUNLARINI ÇOK İYİ BİLİYORUZ”

AK Parti Sarıyer Belediye Başkan Adayı Sedat Özsoy da sitelerin sorununu çok iyi bildiğini anlatarak Sarıyer’deki tüm sorunların çözümünde merkezi hükümet ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte hareket edeceğini vurguladı. Sitelerin sorunlarını çözmek için geldiğini anlatan Özsoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha aday olur olmaz çalışmalarım başladı. Bu bölgedeki birçok sitede bodrum ve çatı katlarından dolayı yıllardır süren iskân sorunu var. Bunu Kadir Başkanımızla konuştum. Konuyu büyükşehir meclisine taşıdı. Şuan çalışma yapılıyor. Bu sorunu çözüyoruz.”



Yeni Uyum Yapı Kooperatifi’ndeki asıl soruna değinen Özsoy, sözlerine şöyle devam etti: “Belediye başkanı olduğum zaman bunu Orman Bakanımızla gerekli tüm kurumlara götürerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çözmek için elimden gelen gayreti göstereceğim. Sizlerin huzuru için bu göreve talip oldum.”



Site sakinleri Sedat Özsoy’a güvenlerinin tam olduğunu belirterek, sorunlarının çözülmesi için kendisine tam destek vereceklerini söyledi. Bazı vatandaşlar Özsoy’un belediye başkanlığı dönemini hatırlatarak şöyle konuştu: “Biz bu sorundan bıktık. Bir an önce çözülmesini istiyoruz. Sağolsun Hüseyin Özdemir ne zaman arasak bize yardımcı oldu. Sarıyer halkı şunu iyi biliyor; Sedat Özsoy söz verdiyse yapar. Bu nedenle size güveniyoruz.”



Sedat Özsoy ile Hüseyin Özdemir kendilerine gösterilen ilgiden dolayı site sakinlerine teşekkür etti.



Sedat Özsoy:'Sorunları birlikte çözeceğiz.'

Bakanlık 2013 yılı hava kalitesini açıkladı


Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, 2013 yılı PM10 ortalamalarının en yüksek bulunduğu hava kalitesi izleme istasyonları sırasıyla Ankara (Sıhhıye), Batman, Afyonkarahisar, Siirt, Bolu, Kahramanmaraş (Elbistan), Manisa, Sakarya, Ankara (Demetevler) ve Denizli 1 oldu. SO2 ortalamalarının en yüksek bulunduğu istasyonlar ise sırasıyla Afyonkarahisar, İzmir (Şirinyer), Muğla 1, İzmir (Çiğli), Kahramanmaraş (Elbistan), Karabük, Edirne, Batman, Yozgat ve Karaman oldu.



2013 yılı PM10 ortalamalarının en düşük bulunduğu hava kalitesi izleme istasyonları sırasıyla Çanakkale, Giresun, Sinop, Yalova, Artvin, Adana (Çatalan), Erzurum, Kastamonu, Kilis ve Eskişehir oldu. SO2 ortalamalarının en düşük bulunduğu istasyonlar ise sırasıyla Eskişehir, İçel, Artvin, Yalova, Giresun, Kocaeli, İstanbul (Kartal), İstanbul (Sarıyer), Tokat ve Kayseri 2 (Melikgazi) olarak açıklandı.



Bakanlık 2013 yılı hava kalitesini açıkladı